gemi adamı hakları

DENİZ İŞ HUKUKU KAPSAMI

Denizcilik, kendi eşsiz zorlukları ve özellikleriyle dolu bir iş alanıdır ve bu özellikleri nedeniyle hukuki zeminde benzersiz zorluklar ortaya çıkarır. Denizde çalışmak, karada çalışmaktan farklı ihtiyaçlara ve koşullara sahiptir ve gemi adamı hakları bu çerçevede düzenlenir. Denizcilikteki riskler ve tehlikeler, bu sektörün kara iş hukukundan farklı kurallara tabi olmasına ve birçok ülkede özel iş kanunlarının oluşturulmasına neden olmuştur.

Gemi personelinin yaşamı, birçok mahrumiyeti içeren özel bir meslektir. Gemi mürettebatı, sadece çalışma saatlerini değil, dinlenme ve barınma sürelerini de genellikle gemide geçirirler. Bu durum, denizde çalışan işçilerin karadaki meslektaşlarından daha fazla korunmaya ihtiyaç duyduğunun bir göstergesidir. Çünkü denizde ağır ve tehlikeli koşullarda çalışan gemi personeli, sözleşme şartlarına uyulmaması, yetersiz beslenme, kötü çalışma koşulları ve bazen yabancı limanlarda terk edilme gibi konularla karşı karşıya kalabilirler.

Deniz iş hukuku, denizlerdeki işçi ve işveren ilişkilerini ve gemi adamı haklarını düzenler. Gemi personeli genellikle iş sözleşmeleriyle çalışır. Ancak, bu ilişki karadaki iş ilişkilerinden farklı bir ortamda, yani gemi ve denizde devam eder.

İş hukuku, çalışanlar ile işverenler arasındaki hukuki ilişkiyi belirler. Deniz iş hukukunda, bu ilişki genellikle gemi personeli ile gemi sahibi veya işleten arasında deniz taşımacılığından kaynaklanır. Deniz iş hukuku, işverenlerle onlara bağımlı olarak çalışanlar arasındaki ilişkilere özgü kuralları içerir.

Deniz İş Kanunu Madde 1 – Bu kanun denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk Bayrağını taşıyan ve yüz ve daha yukarı grostonilatoluk gemilerde bir hizmet akti ile çalışan gemi adamları ve bunların işverenleri hakkında uygulanır. Aynı işverene ait gemilerin grostonilatoları toplamı yüz veya daha fazla olduğu veyahut işverenin çalıştırdığı gemi adamı sayısı 5 veya daha fazla bulunduğu takdirde birinci bent hükmü uygulanır.

DENİZ İŞ HUKUKU KAPSAMINDA DENİZ İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR?

Deniz İş Sözleşmesi, işçi ve işveren arasındaki ilişkiyi düzenleyen ve gemi adamı haklarını koruyan önemli bir belgedir.  854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 5. maddesi gereği, gemiadamı ile işveren veya işveren vekili arasındaki iş sözleşmesinin yazılı olması ve her bir tarafa birer kopya verilmesi gerekmektedir. Bu iş sözleşmeleri noterde veya taraflar arasında adi bir şekilde yapılabilir.

Deniz İş Sözleşmesi’nin oluşturulmasında iki temel husus vardır. İlk olarak, işveren ile gemi adamı arasındaki iş ilişkisinin belgelenmesi ve geminin işletilebilmesi için uygun hale getirilmesidir. İş Kanunu’nda belirsiz süreli iş sözleşmelerinin herhangi bir formata bağlı olmadığı gözlemlenirken, belirli süreli sözleşmeler için yazılı form şartı öngörülmüştür. Deniz İş Kanunu’nun 5. maddesine göre, gemi adamı ile işveren veya işveren vekili arasındaki iş sözleşmesinin yazılı olarak iki kopya halinde hazırlanması ve her tarafa verilmesi gerekmektedir. İş Kanunu’nun 50/a maddesi, iş sözleşmesinin yazılı olmaması durumunda idari para cezası öngörmektedir.

Yazılı formun bir geçerlilik mi yoksa ispat şartı mı olduğu konusunda farklı yorumlar vardır. Yargıtay kararlarına göre, sözleşmenin yazılı olması ve ücretin belirtilmesi gereklidir. Bazı uzmanlar yazılı formun geçerlilik şartı olduğunu savunurken, diğerleri bunun bir ispat şartı olduğunu ileri sürmektedir. İş Hukuku’nun sözleşmeyi sürdürme amacıyla uyumlu olacak şekilde, yazılı formun ispat şartı olarak algılanması daha uygundur.

Deniz iş hukuku kapsamında gemi adamı ile işveren veya işveren vekili arasında yapılacak deniz iş sözleşmesi, noterden veya taraflar arasında yapılsa da, her türlü resim ve harçtan muaf tutulmuştur.

Deniz İş Kanunu’nun 7. maddesi, üç tür iş sözleşmesinden bahseder: belirli bir süre için, sefer için veya süresiz olarak yapılabilir. Belirli bir süre için yapılan hizmet sözleşmesi, süre sonunda sona erer. Belirli bir sefer için yapılan bir hizmet sözleşmesi ise belirlenen seferin sonunda sona erer. Ancak, işveren veya işveren vekilinin onayıyla gemiadamı işe devam eder ve gemi sefere devam ederse, hizmet sözleşmesi bu sefer süresince uzamış sayılır.

DENİZ İŞ SÖZLEŞMESİNDE BULUNMASI GEREKENLER

Deniz İş Sözleşmesi, Deniz İş Kanunu’nun 5. maddesi gereğince yazılı olarak düzenlenmelidir ve belirli bilgileri içermelidir. Bu bilgiler Deniz İş Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca şunlardır:

  • İşverenin adı, soyadı ve ikametgah adresi,
  • Gemi adamının adı, soyadı, doğum tarihi ve yeri, sicil numarası ve ikametgah adresi,
  • Gemi adamının çalışacağı geminin ismi, sicil numarası, grostonilatosu ve kaydedildiği sicil dairesi,
  • Sözleşmenin yapıldığı yer ve tarih,
  • Gemi adamının göreceği iş,
  • Gemi adamının hizmete başlayacağı yer ve tarih,
  • Hizmet akdinin belirli bir süre için yapılmış olup olmadığı, belirli bir süre için yapılmış ise süresi veya sefer üzerine ise hangi sefer olduğu,
  • Kararlaştırılan ücret esası ile miktarı,
  • Ücretin ödeme zamanı ve yeri ile zorunlu tutulan işverenler için gemi adamının ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının ödeneceği banka özel hesap numarası,
  • Avans şartları,
  • Diğer iş şartları,
  • Tirimciler ve ateşçiler ile yapılacak hizmet akitlerinde 25.5.1959 gün ve 7292 sayılı kanunla onanan sözleşmenin özeti.

Deniz iş hukukunda belirtilen bu unsurların yanı sıra, tarafların anlaşması doğrultusunda sendika veya Toplu İş Sözleşmesi (TİS) ile ilgili hükümler de sözleşmeye eklenmelidir. Bu bilgilerin tamamının sözleşmede bulunması, tarafların ve gemi adamı haklarını ve yükümlülüklerini netleştirmeye yardımcı olur ve olası anlaşmazlıkların önlenmesine katkı sağlar.

deniz iş kanunu fazla mesai

GEMİ ADAMI KİMDİR?

Denizde çalışma, karada işçilikten farklı koşullar ve zorluklar içerdiği için gemi personeli, genel İş Kanunu’na tabi tutulmamış, 854 sayılı Deniz İş Kanunu’na bağlanmıştır.

Deniz İş Kanunu’nun 2/B maddesinde gemi adamı genel olarak tanımlanmıştır. Deniz iş hukukuna göre gemi adamı, gemide hizmet sözleşmesiyle çalışan kaptan, zabitler, tayfa ve diğer personeldir. Bu tanıma göre, gemi adamının tek farkı, İş Kanunu’nda düzenlenen işçiden farklı olarak gemide çalışmasıdır.

Gemi adamının tanımı, Ticaret Hukuku başta olmak üzere diğer kanun ve yönetmeliklerde de bulunmaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nun 934. maddesinde gemi adamı, kaptan, gemi zabitleri, tayfalar ve diğer gemi personeli olarak tanımlanmıştır. Gemi adamı Yönetmeliği’nde ise gemi adamı, geminin kaptanını, zabitlerini, yardımcı zabitlerini, stajyerlerini, tayfalarını ve yardımcı hizmet personelini kapsar şeklinde belirtilmiştir. Bu tanımlar, gemi adamının işlevlerini ve kapsamını belirlemekte ve Deniz İş Kanunu’nun uygulanmasına yol açmaktadır.

Deniz İş Kanunu’nun 1. maddesi gereğince, Türk bayrağını taşıyan ve 100 grostonilatolu veya daha büyük gemilerde bir hizmet sözleşmesiyle çalışan gemi adamları ve işverenleri için uygulanır. Eğer gemi 100 grostonilato altında olsa bile, aynı işverene ait gemilerin toplam grostonilatosu 100 veya daha fazlaysa veya işveren en az 5 gemi adamı çalıştırıyorsa yine Deniz İş Hukuku uygulanır.

GEMİ ADAMI OLMA ŞARTLARI

Gemi adamı olabilmek için belirli koşulların sağlanması gerekmektedir. Bu koşullar, aşağıdaki gibi belirlenmiştir:

  1. Vatandaşlık ve Eğitim Durumu: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak veya Türkiye veya Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde denizcilikle ilgili eğitim görmüş veya mezun olmuş olmak ya da Türk soylu yabancı olmak gerekmektedir.
  2. Yeterlilikler: Gemi adamları Yönetmeliği’nde belirtilen özel yeterliliklere sahip olmak gerekmektedir. Bu yeterlilikler, yaş, öğrenim düzeyi, deniz hizmet süresi gibi unsurları içermektedir.
  3. Sağlık Durumu: Aday gemi adamının deniz hizmetine elverişli olduğunu belgelemesi gerekmektedir. Bu, yönetmelikler tarafından belirlenmiş sağlık standartlarına uygun olmayı içerir.
  4. Suç Kaydı: Yönetmelikte belirtilen suçlardan hükümlü olmamak gerekmektedir. Özellikle örgüt faaliyeti, uyuşturucu ticareti, insan ticareti gibi suçlar bu kapsamdadır.

Gemi adamı olabilmek için, bu koşulların tamamının karşılanması ve bir hizmet sözleşmesiyle çalışılması gerekmektedir. Bu koşulların sağlanması, denizcilik sektöründe güvenilir ve nitelikli personelin istihdamını sağlamak amacıyla belirlenmiştir.

DENİZ İŞ KANUNU KIDEM TAZMİNATI DÜZENLEMESİ

854 sayılı Deniz İş Kanunu’na göre deniz iş kanunu kıdem tazminatı ile ilgili bir dizi kural bulunmaktadır:

  1. Kıdem Süresi: Deniz iş kanunu kıdem tazminatı düzenlemelerine göre iş sözleşmesinin devamı süresince her geçen tam yıl için kıdem tazminatı ödenir. Dolayısıyla, deniz iş kanunu kıdem tazminatına hak kazanmak için gemi adamının en az bir yıllık hizmet süresi gerekmektedir.
  2. Fesih Durumları: İşveren tarafından iş sözleşmesi, Deniz İş Kanunu’nun belirli koşullarında feshedilirse deniz iş kanunu kıdem tazminatı ödenir. Ancak, gemi adamının tutuklanması gibi durumlarda kıdem tazminatı ödenmez.
  3. Ödeme Esasları: Deniz iş kanunu kıdem tazminatı, gemi adamının son brüt ücreti üzerinden hesaplanır.
  4. Ayrılma Nedenleri: Muvazzaf askerlik hizmeti, yaşlılık aylığı, emeklilik, malulen emeklilik veya toptan ödeme amacıyla işten ayrılma gibi durumlarda gemi adamı kıdem tazminatına hak kazanır.
  5. Tekrar İşe Alınma Durumu: Aynı işyerinde tekrar çalışmaya başlayan gemi adamı, daha önceki hizmet süresi için tekrar kıdem tazminatı alamaz.
  6. Ölüm Durumu: Gemi adamının ölümü halinde, deniz iş kanunu kıdem tazminatı kanuni mirasçılarına ödenir.

Bu kurallar, gemi adamı haklarını ve işverenin yükümlülüklerini belirleyen önemli hükümlerdir. Deniz İş Kanunu’nun 20. maddesi, deniz iş kanunu kıdem tazminatıyla ilgili haklarını ve ödenme koşullarını detaylı bir şekilde düzenlemektedir.

DENİZ İŞ KANUNU KIDEM TAZMİNATI ÖDEMESİNE GEMİ ADAMININ HAK KAZANMASI

Deniz İş Kanunu’nun 20. maddesinde belirli durumlar için düzenlenmiştir. İşte gemi adamının kıdem tazminatına hak kazandığı durumlar:

  1. İşten Çıkarma veya İşten Ayrılma Durumları:
    • İşverenin Deniz İş Kanunu’nun belirli maddelerine aykırı olarak gemi adamını işten çıkarması.
    • Gemi adamının kanuni haklarına aykırı davranışlar nedeniyle işten ayrılması (istifa etmesi).
  2. İşten Ayrılma Sebepleri:
    • Ücretin yasal hükümlere veya iş sözleşmesine uygun şekilde ödenmemesi.
    • İşverenin gemi adamına karşı yasalara, iş sözleşmesine veya iş şartlarına aykırı davranışlarda bulunması.
    • Gemi adamının sürekli olarak gemide çalışmasına engel olan bir hastalığa yakalanması veya engelli hale gelmesi.
    • Geminin 30 günden fazla süreyle seferden kaldırılması.
  3. Diğer Durumlar:
    • Gemi adamının zorunlu askerlik nedeniyle işten ayrılması.
    • Yaşlılık, emeklilik, malullük aylığı veya toptan ödeme almak amacıyla hizmet sözleşmesini feshetmesi.
    • Geminin kaybolması, terk edilmesi, savaş ganimeti olması veya Türk bayrağı çekme hakkını kaybetmesi nedeniyle hizmet sözleşmesinin sona ermesi.
    • Gemi adamının ölümü.

Deniz İş Kanunu’nun 20. maddesi, deniz iş kanunu kıdem tazminatının hesaplanmasıyla ilgili de detaylar içerir. Buna göre kıdem tazminatı, son brüt ücret üzerinden hesaplanır. Ücretin sabit olmadığı durumlarda, son bir yıllık süre içinde ödenen ücretin o süre içinde çalışılan günlere bölünmesiyle ortalama ücret bulunarak bu tazminatın hesabına esas tutulur.

GEMİ ADAMININ KANUNDAN DOĞAN REHİN HAKKI

Gemi adamının kanundan doğan rehin hakkı, Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddeleri tarafından düzenlenmiştir. İşte gemi adamının rehin hakkıyla ilgili önemli detaylar:

  1. Gemi Adamı Alacakları ve Rehin Hakkı:
    • Türk Ticaret Kanunu’nun 1320. maddesine göre, gemi adamının gemi sahibine veya işletenine karşı olan alacakları, gemi ve eklentisi üzerinde kanuni rehin hakkı doğurur.
    • Gemi adamı alacakları arasında gemide çalışmaları nedeniyle ödenmesi gereken ücretler, ülkelerine getirilme giderleri ve sosyal sigorta katılma payları gibi kalemler yer alır.
  2. Rehin Hakkının Kapsamı:
    • Türk Ticaret Kanunu’nun 1321/3. maddesi, rehinin geminin zıyaı veya hasara uğramasından dolayı gemi sahibinin üçüncü kişilere karşı sahip olduğu tazminat istemini de kapsadığını belirtir.
  3. Gemi Adamının Satış Hakkı:
    • Gemi adamı, gemiye karşı olan alacağını tahsil edememesi durumunda rehin hakkını kullanarak gemiyi sattırma hakkına sahiptir.
    • Ancak, geminin işletilmesi malik (sahip) karşı haksız ise ve alacaklılar kötü niyetliyse, malik gemisini sattırmaktan kaçınabilir.
    • Örneğin, kira sözleşmesi sona ermiş ancak kiracı gemiyi iade etmemişse ve gemi adamı geminin kaçak olduğunu bile bile çalışmaya devam etmişse, bu durumda işletme malike karşı haksızdır ve alacaklılar (gemi adamı) kötü niyetli olarak kabul edilir.

Gemi adamının rehin hakkı, gemi sahibi veya işleteni ile gemi adamı arasındaki ilişkide adil ve yasal bir denge sağlamak amacıyla düzenlenmiştir.

deniz iş kanunu kıdem tazminatı

GEMİ ADAMININ İHBAR SÜRELERİ

Deniz İş Kanunu’na göre gemi adamının ihbar tazminatına hak kazanacağı durumlar ve ihbar süreleri, İş Kanunu’nda belirtilen sürelerle paraleldir. İşte Deniz İş Kanunu’na göre gemi adamının ihbar tazminatı süreleri:

  • 6 aya kadar çalışmış olan gemi adamı için: 2 haftalık süre
  • 6 ay ile 1.5 yıl arası çalışmış olan gemi adamı için: 4 haftalık süre
  • 5 yıl ile 3 yıl arası çalışmış olan gemi adamı için: 6 haftalık süre
  • 3 yıldan fazla çalışmış olan gemi adamı için: 8 haftalık süre

Bu süreler, fesih ihbar bildiriminin işverene ulaşmasından itibaren geçerlidir. İhbar sürelerinin sona ermesiyle birlikte iş akdi sona ermiş olur. İhbar süreleri, işverenin ve çalışanın haklarını korumak ve iş ilişkisinin düzenli bir şekilde sona erdirilmesini sağlamak amacıyla belirlenmiştir. Gemi adamı ve işveren arasındaki ilişkilerde de bu sürelerin uygun bir şekilde takip edilmesi ve uygulanması önemlidir.

GEMİ ADAMI HAKLARI NELERDİR?

Gemi adamı haklarını düzenleyen 854 sayılı Deniz İş Kanunu, denizlerde, göllerde ve akarsularda Türk bayrağını taşıyan gemilerde bir hizmet akdi ile çalışan işçiler ve işverenleri hakkında uygulanmaktadır. Bu kanun kapsamında gemi adamı hakları ve çalışma koşulları önem arz etmektedir.

  • Günlük ve Haftalık Çalışma Süresi: Gemi adamının genel iş süresi günde 8 saat ve haftada 48 saattir. Haftalık çalışma süresi 48 saate bölünerek, haftada çalışılan iş günlerine eşit şekilde dağıtılır. Haftada 5 gün çalışan bir gemi adamı, günlük 9,6 saat çalışmış sayılır.
  • Haftalık Tatil: Haftalık çalışma süresini tamamlayan gemi adamı, haftanın geri kalan günlerinde hafta tatili yapar. Haftalık tatil hakkı; gemi adamı haklarındandır. Ancak liman hizmeti ve şehir hattı gemilerinde gemi adamı haftada 6 günden fazla çalıştırılamaz.
  • Ücretli Tatil: Hafta tatilinde çalışmayan gemi adamına, bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti bir gündelik tutarında ödenir. Hafta tatilinde çalışan gemi adamı ise çalıştığı hafta tatili günü karşılığındaki bir günlük yevmiyeyi en az %25 zamlı olarak alır.
  • Ücretsiz Yol İzni: Gemi adamı haklarından biri olan ücretsiz yol izni düzenlemesine göre gemi adamlarına 7 güne kadar ücretsiz yol izni verilebilmektedir.
  • Yıllık Ücretli İzin: Aynı işveren emrinde veya aynı gemide en az 6 ay çalışmış olan gemi adamı, yıllık ücretli izne hak kazanır. İzin süresi, 6 aydan 1 yıla kadar hizmeti olan gemi adamları için 15 günden, 1 yıl ve daha fazla hizmeti olanlar için yılda 1 aydan az olamaz.
  • Fesih Hakkı ve Tazminatlar: Gemi adamının iş sözleşmesinin işveren tarafından kötü niyetli olarak feshedildiği tespit edilirse, ücretin 3 katı tazminata hükmedilir. İş sözleşmesinin feshi için bildirme süresi, işverenin veya gemiadamının hareketin gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren 6 işgünüdür.
  • Diğer Hususlar: Deniz İş Hukukuna göre gemi adamının ana ve babasının ölümünde 2 gün, evlenmesi halinde 3 gün ücretli izin verilir. Ayrıca, süresi belirsiz iş sözleşmeleri 6 ay geçmedikçe bozulamaz ve işverenler gemi adamının isteği halinde avans vermek zorundadır.
  • Ücret Ödemesi: İşverenin 9 gemiadamı çalıştırdığı bir gemide ücretler banka kanalıyla ödenmelidir. Bu, işçilere ödemelerin güvenli bir şekilde gerçekleşmesini sağlar ve yasal düzenlemelere uygunluk sağlar.

Gemi adamı hakları, 854 sayılı Deniz İş Kanunu kapsamında düzenlenmiş olup, gemi adamlarının çalışma koşullarını belirler. Gemi adamı haklarının korunması, gemi adamlarının çalışma ortamlarının güvenli ve adil olmasını sağlar. Gemi adamları ve işverenlerin, yasal düzenlemelere uygun bir şekilde iş ilişkilerini yürütmeleri önemlidir.

TÜRK BAYRAKLI VE YABANCI BAYRAKLI GEMİLERDE GEMİ ADAMLARI HAKLARI

Türk Bayraklı gemilerde çalışan işçilerin işçilik alacakları şunlardır:

  • Maaş alacağı: Gemi adamlarıın belirlenen dönemlerde aldıkları ücretlerdir.
  • Fazla mesai alacağı: Gemi adamlarının normal çalışma saatlerinin üzerinde çalıştıkları zamanlarda ödenmesi gereken ücretlerdir.
  • Yıllık izin alacağı: Gemi adamlarının yıllık izin süreleri boyunca aldıkları ücretlerdir.
  • Hafta tatili alacağı: Haftalık dinlenme günlerinde çalışıldığı durumlarda ödenmesi gereken ücretlerdir.
  • Genel tatil alacağı: Resmi tatil günlerinde çalışıldığı durumlarda ödenmesi gereken ücretlerdir.

Ayrıca, Türk Bayraklı gemilerde çalışan gemi adamlarının alabileceği tazminatlar arasında kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı bulunmaktadır.

Yabancı Bayraklı gemilerde çalışan işçiler ise genellikle donatan, armatör veya kaptan ile bir sözleşme yaparlar. Bu sözleşme gemi adı, sefer süresi, görev ve ücret gibi unsurları içerir. Yabancı bayraklı gemilerde çalışan gemi adamı hakları ise 6098 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine tabiidir. Yani, çalışma koşulları ve alacakları, Türk Bayraklı gemilerdeki işçilerinkinden farklılık gösterebilir. Bu nedenle, yabancı bayraklı gemilerde çalışan gemi adamı hakları ve alacakları, sözleşmeleri ve uygulanan yasal düzenlemelere bağlı olarak belirlenir.

deniz hukuku büroları

DENİZ İŞ HUKUKU KAPSAMINDA GEMİ ADAMLARININ ÇALIŞMA SÜRELERİ

Gemi, sadece bir işyeri değil, aynı zamanda bir yaşam alanıdır. Dolayısıyla, gemideki işin niteliği ve gemi adamlarının sefer süreleri diğer işçilerden farklılık gösterir. Gemi adamları, gemilerde seferin uzunluğuna bağlı olarak uzun süreler geçirirler ve istedikleri zaman dinlenme imkanına sahip değildirler. Bu durum, Deniz İş Hukuku‘nda gemi adamlarının çalışma sürelerinin özel düzenlemesini gerektirir.

Gemi adamlarının çalışma süreleri, yasal düzenlemeler ve gemi adamının iş sözleşmesi çerçevesinde belirlenir. Ancak, gemi adamlarının uzun seferlerde bulunması ve gemide yaşamaları, diğer işçilerden farklı olarak sürekli çalışma ve dinlenme döngüsünün farklı bir düzenlemesini gerektirir.

  • Çalışma Süresi: Gemi adamlarının çalışma süreleri, geminin seferinin uzunluğuna ve işlerinin gereksinimlerine bağlı olarak belirlenir. Bu süre, Deniz İş Kanunu ve ilgili yönetmelikler çerçevesinde düzenlenir.
  • Dinlenme Zamanları: Gemi adamlarının dinlenme zamanları, geminin sefer planına ve Deniz İş Hukuku’nun öngördüğü kurallara uygun olarak belirlenir. Gemi adamlarına yeterli dinlenme imkanı sağlanması önemlidir.
  • İşverenin Yönetim Hakkı: İşveren, gemide işleyişi düzenleme ve çalışma sürelerini belirleme konusunda yetkilidir. Ancak bu yetki, Deniz İş Kanunu’nun ve ilgili mevzuatın sınırları içinde kullanılmalıdır.
  • Uygulamada Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar: Gemi adamlarının çalışma şartları ve süreleri, iş sağlığı ve güvenliği açısından önemlidir. İşverenlerin, gemi adamlarının haklarına ve sağlığına gereken önemi vermeleri önemlidir. Ayrıca, Deniz İş Hukuku’nun öngördüğü kurallara uygun olarak çalışma düzeni sağlanmalıdır.

Gemi işletmecileri, gemi adamlarının çalışma sürelerine ve şartlarına uygun bir ortam sağlamakla yükümlüdürler. Bu şekilde, gemi adamlarının iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili riskler en aza indirilir ve güenli çalışma koşulları sağlanmış olur.

  • GEMİ ADAMI NORMAL ÇALIŞMA SÜRELERİ

Gemi adamının normal çalışma süresi, işbaşında ve vardiyada geçirdiği süreyi ifade eder. 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun 26/1. maddesine göre, haftanın iş günlerine eşit olarak bölünmek üzere günlük sekiz saat, haftada kırk sekiz saat olarak belirlenmiştir. Bu süre, haftanın iş günlerine eşit şekilde dağıtılırken, gece ve gündüz ayrımı yapılmaz.

Ancak, gemi adamının gemide bulunduğu fakat işbaşında vardiya tutmadığı ve serbestçe hareket edebildiği süreler çalışma süresine dahil edilmez. Yargıtay, gemi adamının gemide geçirdiği sürenin tamamının değil, işte geçirdiği sürenin dikkate alınması gerektiğini belirtmektedir. Aksi halde, gemi adamının sürekli olarak 24 saat çalışması insan doğasıyla uyumlu değildir.

Gemi adamı çalışma süresi, sadece fiilen çalışılan saatlerden ibaret değildir; aynı zamanda kanuni olarak çalışılmış gibi kabul edilen varsayılan çalışma sürelerini de içerir. Ancak Deniz İş Kanunu’nda, İş Kanunu’nun 66. maddesinde olduğu gibi farazi çalışma sürelerini açıkça düzenleyen bir hüküm bulunmamaktadır. Sadece, hafta tatili ile ilgili hükümlerde evlenme, ölüm, hekim raporu vb. nedenlerle verilen izinlerin çalışılmış günler olarak sayılacağı belirtilir.

  • NORMAL ÇALIŞMA SÜRESİ DIŞINDA TUTULAN GEMİ ADAMLARI

Deniz İş Kanunu’nun 27. maddesine göre, belirli kişiler bu kanunun iş sürelerine ilişkin hükümlerine tabi değildirler. Bu kişiler arasında, birden fazla kaptanın bulunduğu gemilerde birinci kaptan veya kılavuz kaptanlar, birden fazla makinistin bulunduğu gemilerde baş makinist, sağlık memurları ve doktor, hemşire ve hastabakıcılar, kurtarma gemilerinde çalışan ve asli görevleri can, mal ve gemi kurtarmak olan gemi adamları ile gemide kendi nam ve hesabına çalışanlar bulunmaktadır.

Bu kişiler, birbirlerinden farklı görevler yapsalar da, deniz iş hukukunda donatanın ardından en önemli kişi olan kaptanın, teknik ve hukuki açıdan diğer gemi adamlarından farklı bir statüsü vardır. Kaptanın yetkileri, geminin seyri sırasında her an görev başında kullanılır ve bu nedenle kaptan ve baş makinist, günlük sekiz saatlik ve haftada 48 saatlik çalışma süresine tabi tutulmazlar.

  • DENİZ İŞ KANUNU FAZLA MESAİ YAPILMASI

Deniz İş Kanunu’na göre, belirlenen iş sürelerinin aşılması durumunda yapılan çalışmalar fazla saatlerle çalışma olarak kabul edilir. İş Kanunu’nda fazla çalışmanın üretimin artırılması, ülkenin genel yararları veya işin niteliği gibi nedenlerle yapılması gerektiği belirtilirken, Deniz İş Kanunu fazla mesai için bu nedenlere dair bir hüküm bulunmamaktadır.

Fazla mesai ücreti, İş Kanunu’nda genellikle normal saat ücretinin %50 fazlası olarak hesaplanırken, Deniz İş Kanunu fazla mesai ücreti %25 olarak belirlenmiştir. Yani, Deniz İş Kanunu’na göre yapılan fazla çalışmanın karşılığında her saat için ödenecek ücret, normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının %25 oranında artırılmasıyla hesaplanmalıdır.

İşveren ve işveren vekili, deniz iş kanunu fazla mesai çalışmasını belgelemek için noterden onaylı ayrı bir defter tutmalıdır. Ancak, Deniz İş Kanunu’nda belirtilen zorunlu işler ve durumlar fazla çalışma olarak kabul edilmez. Örneğin, geminin ve mürettebatının güvenliği için kaptanın zaruri gördüğü işler, gümrük, karantina işlemleri ve yangın, denizde çatışma veya kurtarma talimatları fazla çalışma kapsamında değildir.

Deniz İş Hukukunda belirtilen kişilerin fazla çalışma ücreti alıp alamayacaklarına ilişkin farklı görüşler bulunmaktadır. Bazıları, bu kişilerin sürekli çalışmalarından ötürü fazla çalışma ücreti almaları gerektiğini savunurken, diğerleri bu kişilerin gemide bulunmalarının gerekliliğini vurgulayarak, çalışma saatlerinin dengelendiğini ve bu nedenle fazla çalışma ücreti ödenmemesi gerektiğini iddia ederler.

Deniz İş Hukuku’nda, iş sözleşmelerine fazla çalışma ücretinin dâhil edilmesi mümkündür. Ancak, bu durumun belirli bir sınırının olması gereklidir. Uluslararası kaynaklar ve AB direktifleri göz önüne alınarak belirlenecek olan bu sınırlar, gemi adamının sağlığını, güvenliğini ve gemi adamı haklarını korumak için önemlidir.

Gemi adamının dinlenme zamanının gemide geçirilmesi ve serbest zamanının sınırlı olması göz önüne alındığında, deniz iş kanunu fazla mesainin karşılığının ayrıca değerlendirilmesi gereklidir. Bazı istisnai durumlarda, geminin seyri sırasında veya limanda karşılaşılan acil durumlar fazla çalışma gerektirebilir ve deniz iş kanunu fazla mesai ödemeleri yapılabilir.

  • DENİZ İŞ KANUNU FAZLA MESAİ SAYILMAYAN DURUMLAR

180 numaralı ILO Sözleşmesi, gemi adamlarının dinlenme sürelerini azaltmayacak şekilde acil durumlarda yapılacak iş alıştırmalarını ve talimatlarını düzenlemektedir. Bu kapsamda, gemideki insanların, yükün veya diğer gemilerin ve insanların tehlikede olduğu durumlarda kaptanın gemi adamlarını her zaman çalıştırabileceği belirtilmektedir. Ancak, bu tür çalışmalar normal çalışma saatleri dışında değerlendirilmeli ve fazla çalışma olarak kabul edilmemelidir.

Deniz İş Kanunu’nda da benzer bir düzenleme bulunmaktadır. Denizdeki çalışma koşulları gereği belirli durumlarda deniz iş kanunu fazla mesai çalışması yapılmasına izin verilmez. Bu durumlar şunları içerir:

  • Geminin, gemideki insanların veya gemi yükünün selameti için kaptanın gerekli gördüğü işler,
  • Gümrük, karantina ve diğer sıhhi formaliteler nedeniyle yerine getirilmesi gereken ek işler,
  • Gemi seyrinde veya limanda yapılan yangın söndürme, gemiyi terk etme, denizde çatışma, denizden adam kurtarma ve savunma talimatları.

Bu tür çalışmaların denizde veya limanda yapılması fark etmeksizin gemi, yük ve yolcu güvenliği için önemlidir. Gemi adamı, kaptanın bu tür çalışmaları talep etme, çalışmanın süresini ve uzunluğunu belirleme yetkisine sahiptir ve reddetme hakkına sahip değildir. Aksi halde iş sözleşmesi haklı bir nedene dayanarak feshedilebilir.

  • DENİZ İŞ KANUNU FAZLA MESAİNİN BELGELENMESİ

Deniz İş Hukuku‘na göre, gemi adamının çalışma süresi, iş başında bulunduğu veya vardiya tuttuğu süreyi ifade eder. İşveren veya işveren vekili, gemi adamının vardiyalarını, yemek ve dinlenme sürelerini içeren bir çizelgeyi gemi adamının görebileceği bir yere asmakla yükümlüdür.

Öte yandan, Deniz İş Kanunu’nun 28. maddesine göre, deniz iş kanunu fazla mesai çalışmaları belgelemek üzere işveren veya işveren vekili noterden tasdikli ayrı bir defter tutmak zorundadır. Bu defterde, gemiadamına uygulanan zam nispetleriyle fazla çalışmanın yapıldığı gün ve o güne düşen miktarı ile gemiadamının hak ettiği fazla çalışma ücreti kaydedilir. Bu defter ve belgeler, fazla çalışmanın yapıldığına dair delil oluşturur.

Pratikte, Toplu İş Sözleşmesi’nde (TİS) işveren tarafından tutulması gereken defterin dışında yapılan fazla çalışmalar, kaptan tarafından gemi adamının şahsına ait başka bir deftere işlenerek çift yönlü bir tespit sağlanır. Ancak, işveren veya işveren vekilinin bu defteri tutmaması, gemi adamının deniz iş kanunu fazla mesai iddialarını geçersiz kılmaz. İşyeri kayıtları, gemi jurnali, bordro ve tanık beyanları gibi her türlü delil ile gemi adamının fazla çalıştığını kanıtlamak mümkündür. Ancak, eğer defter tutulmuş ve gemiadamı bu defteri ihtirazi kayıt koymaksızın imzalamışsa, defterde yazılı saatlerden başka fazla çalışma yaptığını iddia edemez.

  • DENİZ İŞ KANUNU FAZLA MESAİ ÜCRETİ

Deniz İş Kanunu fazla mesai ücretlerinin, gemi adamlarının hizmet akdinde belirtilen zaman, yer ve devrelerde işveren veya işveren vekili tarafından tam olarak ödenmesi gerekmektedir ki gemi adamı hakları Deniz İş Hukuku kapsamında korunabilsin.

Yargıtay uygulamasında “hakkaniyet indirimi” olarak adlandırılan bir uygulama bulunmaktadır. Bu uygulama, gemi adamlarının uzun süreler aynı şekilde çalışmasının normal olmadığını ve gemi adamlarının izinli, raporlu veya mazeretli olduğu günlerin dikkate alınarak çalışma sürelerinde indirim yapılması gerektiğini vurgular. Bu sayede, gemi adamlarının sağlıklarının korunması ve temel ihtiyaçlarının karşılanması amaçlanır.

Fazla çalışma ücretinin hesaplanmasında, Borçlar Kanunu ve İş Kanunu hükümlerine bakıldığında, fazla çalışmanın her saati için normal çalışma ücretinin %50 oranında artırılması gerektiği hükme bağlanmıştır. Ancak Deniz İş Kanunu açısından, işin niteliğinden doğan gereksiz ayrımlardan kaçınılarak %25 oranından az olmamak üzere bir oranın belirlenmesi gerektiği ifade edilir.

GEMİ ADAMININ İŞ SÖZLEŞMESİNİN HAKLI SEBEPLE FESHİ

Gemi adamı iş sözleşmesi, belirli şartlar altında bildirimsiz olarak feshedilebilir. Bu durumda gemi adamı hakları Deniz İş Hukuku kapsamında korunur.

  1. Ücretin Ödenmemesi: İşverenin, kanun hükümleri veya hizmet sözleşmesi gereği ücreti ödememesi durumunda gemi adamı fesih hakkına sahiptir.
  2. Kanuna Aykırı Davranışlar: İşverenin veya işveren vekilinin, gemi adamına karşı kanuna, hizmet sözleşmelerine veya iş şartlarına aykırı davranması ve gemi adamı haklarını ihlal etmesi durumunda gemi adamı sözleşmeyi bildirimsiz olarak feshedebilir.
  3. Denizcilik Kurallarına Aykırı Davranışlar: İşverenin veya işveren vekilinin gemi adamına karşı denizcilik kurallarına veya ahlak ve adaba aykırı davranışlarda bulunması halinde de gemi adamı sözleşmeyi bildirimsiz olarak sonlandırabilir.

Deniz İş Kanunu’nun 14. maddesi, işveren ve işveren vekiline bildirimsiz fesih hakkı tanıyan bazı durumları içermektedir. Bu durumlar şunlardır:

  1. Uzun Süreli Seferden Kaldırılma: Geminin herhangi bir nedenle 30 günden fazla bir süre seferden kaldırılması durumunda iş sözleşmesi bildirimsiz ve tazminatsız olarak sonlandırılabilir.
  2. Hastalık veya Sakatlık: Gemi adamının herhangi bir nedenle sürekli olarak gemide çalışmasını engelleyen bir hastalığa veya sakatlığa uğraması durumunda iş sözleşmesi bildirimsiz ve tazminatsız olarak sonlandırılabilir.

Bildirimli fesih gibi, bildirimsiz fesih de Deniz İş Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır. İşveren veya işveren vekili, iş sözleşmesini feshettiğinde feshin sebeplerini gemi adamına yazılı olarak bildirmek ve gemi adamı haklarını korumak zorundadır. Eğer bildirim imkanı yoksa, durum bir tutanakla tespit edilir.

DENİZ İŞ HUKUKUNDA İŞE İADE DAVASI VAR MIDIR?

Deniz iş hukukunda iş kanununda bulunan “işe iade” kavramı doğrudan düzenlenmemiştir. Bu nedenle, gemi adamının iş sözleşmesi haksız bir şekilde feshedilse bile işe iade davası açma hakkı bulunmamaktadır. Bunun yerine, gemi adamı, işçilik alacaklarını talep edebilir ve işverenin kötüniyetli fesih yaptığını ispatlarsa 854 sayılı Deniz İş Kanunu kapsamında belirli bir tazminat alma hakkına sahiptir.

Gemi adamı, işverenin iş sözleşmesini kötü niyetle feshettiğini kanıtlayabilirse, bu durumda 3 aya kadar tazminat talep edebilir. Bu tazminat, gemi adamının iş sözleşmesinin haksız yere feshedilmesinden kaynaklanan maddi kayıplarını telafi etmeye yöneliktir ve 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun ilgili maddelerine göre belirlenir.

Ancak, gemi adamının işe iade davası açma hakkı olmaması, işverenin iş sözleşmesini sonlandırma sürecinde gemi adamı haklarını koruma ve kanıtlama yükümlülüğünü azaltmaz. Gemi adamı, işverenin haksız fesih yaptığını kanıtlamak için gerekli delilleri sunabilir ve yasal süreçte haklarını arayabilir.

Sonuç olarak, deniz iş hukukunda işe iade kavramı bulunmamakla birlikte, gemi adamı haksız bir şekilde işten çıkarıldığında işçilik alacaklarını talep edebilir ve işverenin kötü niyetli fesih yaptığını kanıtlarsa belirli bir tazminat alma hakkına sahiptir. Gemi adamlarının deniz iş hukukuyla ilgili gemi adamı haklarını ve yükümlülüklerini tam olarak anlamaları ve gerektiğinde yasal desteğe başvurmaları önemlidir.

İŞ SÖZLEŞMESİN FESHİ HALİNDE GEMİ ADAMININ YURDA İADE HAKKI

Yurda iade zorunluluğu, genel olarak hizmet sözleşmesinin haklı bir nedenle feshedilmesi sonrasında gemi adamının gemiye bağlı limana kadar geri dönmesini ve bu yolculuk süresince gereken tüm masrafların işveren tarafından karşılanmasını içerir. Bu zorunluluk, işverenin sorumluluğu altında gerçekleşir. Deniz İş Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce, sadece kaptanlar için geçerli olan bu imkan, şimdi tüm gemi adamları için geçerlidir.

Yurda iade kavramı, genellikle yurtdışındaki seyahatler için kullanılır. Ancak, Deniz İş Kanunu’nun 23. Maddesi, hizmet sözleşmesinin herhangi bir Türk limanında sonlandırılması durumunda gemi adamının yurt içinde iade edilmesi gerektiğini düzenler. Bu madde, gemi adamının işveren tarafından işten çıkarılması veya sözleşmenin sona ermesi durumunda yurtiçindeki iade sürecini belirler.

GEMİ ADAMI HAKLARI VE İŞVEREN HAKLARININ KORUNMASI İÇİN DENİZ HUKUKU BÜROLARI İLE ÇALIŞMANIN ÖNEMİ

Deniz hukuku büroları ile çalışmak, denizcilik sektöründe faaliyet gösteren işletmeler ve bireyler için son derece önemlidir. Çünkü deniz iş hukuku kendi özel kanun ve mevzuatı olan bir dal olarak kabul edilir. Bu alanda hukuki süreçleri etkin bir şekilde yönetmek ve hakları korumak için teknik bilgi ve deneyime ihtiyaç vardır. Deniz hukuku bürolarıyla çalışmanın önemini vurgulayan bazı ana noktalar:

  1. Özel Kanun ve Mevzuat: Deniz hukuku, kendi özel kanunları ve mevzuatıyla düzenlenmiştir. Bu nedenle, denizcilik sektöründe faaliyet gösteren işletmeler ve gemi personeli için deneyimli bir deniz hukuku bürolarıyla çalışmak önemlidir. Bu profesyoneller, deniz iş hukukunun karmaşıklığına hakimdir ve müvekkillerini mevzuata uygun olarak yönlendirir.
  2. Teknik Bilgi ve Tecrübe Gerekliliği: Deniz hukuku, genellikle karmaşık teknik detayları içerir ve denizcilik sektörünün özel ihtiyaçlarını karşılamak için özel olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle, deniz iş hukuku büroları, bu alanda uzmanlaşmış deniz iş hukuku avukatları ve danışmanlar tarafından yönetilir. Bu profesyoneller, denizcilik endüstrisindeki özel terminolojiyi ve uygulamaları anlar ve müvekkillerine uygun hukuki çözümler sunar.
  3. İş Kanunu Hükümleri ile İlgili Uygulama: Deniz hukuku, sadece denizcilik sektörüne özgü yasal düzenlemeleri içermez. Aynı zamanda genel iş hukuku prensiplerini de kapsar. Dolayısıyla, deniz hukuku büroları, gerektiğinde iş hukuku hükümlerini de kıyasen uygulama alanı bulabilir ve müvekkillerine daha kapsamlı bir hizmet sunabilir.
  4. Uluslararası Boyut: Denizcilik sektörü genellikle uluslararası boyutta faaliyet gösterir. Uluslararası sözleşme hukuku, uluslararası ticaret hukuku başta olmak üzere bir çok hukuk dalı bu alanın içindedir. Bu nedenle, deniz hukuku büroları uluslararası hukuk konularında da uzmanlaşmışlardır. Bu uzmanlık, uluslararası denizcilik sözleşmeleri, gemi işletme düzenlemeleri ve uluslararası deniz kazaları gibi konularda müvekkillerin ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, deniz hukuku bürolarıyla çalışmak, denizcilik sektöründe faaliyet gösteren işletmeler ve bireyler için önemlidir çünkü deniz iş hukuku özel bir alandır ve teknik bilgi, tecrübe ve uluslararası bakış açısı gerektirir. Deniz hukuku büroları, müvekkillerine denizcilik sektörünün karmaşıklıklarına uygun hukuki çözümler sunmak için donanımlı ve uzmanlaşmış bir kadroya sahiptir.

Diğer faaliyet alanlarımızı buradan inceleyebilir ve hukuki destek talepleriniz için info@cbhukuk.com üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

YASAL UYARI: Web sitemizde yer alan makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Orbay Çokgör’e aittir ve tüm makaleler elektronik imzalı zaman damgalı olarak hak sahipliğinin tescil edilmesi amacıyla yayınlanmaktadır. Sitemizdeki makalelerin, kaynak link vermeden kopyalanarak veya özetlenerek başka web sitelerinde yayınlanması durumunda, hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.

Önceki yazı
İşten Çıkarılma Tazminatı ve Türleri
Sonraki yazı
Terekenin Tespiti Davası ve Sonuçları
keyboard_arrow_up