GENEL BOŞANMA SEBEPLERİ NELERDİR?
Genel boşanma sebepleri Türk Medeni Kanun 166/3.maddesinde sayılmıştır;
Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması
MK 166/1.maddesinde düzenlenmiş olup bu sebebe dayanılması için evlilik birliğinin temelden sarsılmış olması, en az eşlerden biri için ortak hayatın sürdürülmesinin beklenemeyecek dereceye ulaşması, davacının veya davalının daha kusurlu olduğu itirazını ileri sürmemiş veya ileri sürmüş olsa bile itirazının kabul edilmemiş olması gerekmektedir.
Ortak Hayatın Kurulmaması
MK 166/4.maddesinde yer alan bu boşanma sebebine dayanılması için ise, daha önce herhangi bir boşanma sebebine dayanılarak açılan davanın reddedilmiş olması, boşanma talebinin reddi kararının üzerinden 3 yıl geçmiş ve bu süre içinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın kurulmamış olması, eşlerden birinin dava açmış olması gerekmektedir.
Eşlerin Boşanma Hususunda Anlaşmaları
MK 166/3.maddesinde düzenlenen bu boşanma sebebi esasen anlaşmalı boşanma davasını ifade etmektedir. Davanın anlaşmalı boşanma olarak görülebilmesi için evliliğin en az bir yıl sürmüş olması, boşanmak için eşlerin birlikte mahkemeye başvurması ya da davayı açan tarafın davasının diğer tarafça kabul edilmesi, hakimin tarafları huzurda dinlemesi, yapılan anlaşmanın hakim tarafından uygun bulunması gerekmektedir.
ÖZEL BOŞANMA SEBEPLERİ NELERDİR?
Türk Medeni Kanunu 161. İla 165. Maddeleri arasında özel boşanma sebepleri sayılmıştır.
Zinadan bahsedebilmek için bir eşin isteyerek evlilik dışı cinsel münasebette bulunması ve kusurlu olması gerekmektedir. Eşlerden birinin eşcinsel bir münasebet bulunması zina anlamına gelmemekle birlikte, bu durumun varlığında ise haysiyetsiz hayat sürmeye dayanılarak dava açılabilmesi mümkündür.
Zinanın boşanma nedeni sayılabilmesi için eşlerden birinin evlilik dışı cinsel münasebette bulunması yeterlidir. MK 161/2. Fıkrasında hak düşürücü süre düzenlenmiştir. Buna göre, kişi eşinin zinasını 5 yılı içinde ne zaman öğrendiyse, öğrenme anından itibaren 6 ay içinde dava açmak durumundadır, aksi halde dava aşma hakkı sona ermiş olur.
Hayata Kast, Pek Kötü Muamele ya da Onur Kırıcı Davranış
Hayata kast bir kişinin eşini öldürme niyetini bazı fiillerle göstermesidir. Fiilin planlanarak ya da öfkeyle aniden yapılması da önemli değildir. Pek fena muameleye, kişinin eşini dövmesi, vücut bütünlüğüne saldırıda bulunması, cinsel münasebete zorlaması gibi durumlar örnek gösterilebilir. Onur kırıcı davranış ise, sözsel ya da yazı ile veya bir saldırı yoluyla olabilir. Hak düşürücü süre, boşanma sebebinin öğrenilmesinden itibaren 6 ay ve her halde 5 yıl geçmekle dava açma hakkı sona ermektedir.
Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme
MK 163.maddesinde düzenlenmiştir. Maddede her suç değil de, küçük düşürücü olan suçlardan bahsedilmiştir. Örnek verecek olursak, hırsızlık, iflas, ırza geçme gibi suçlardan bahsedebiliriz. Haysiyetsiz hayat sürme ise, evlilik sırasında fiilen devam eden, bir defadan fazla olan haysiyetsiz davranışları ifade etmektedir; alkol bağımlılığı, kumarbazlık gibi. Bu boşanma sebebi söz konusu olduğunda hak düşürücü süre öngörülmemiştir.
MK 164.maddesinde düzenlenmiştir. Eşlerden birinin ortak konutu terk etmesi, terkinin en az 6 ay sürmüş olması tek eden eşe hakim tarafından ihtarda bulunulması, eşin bu ihtara rağmen dönmemesi gerekmektedir. Hakim ihtarı yapmak için herhangi bir araştırma yapmamaktadır. İhtarın haklı olup olmadığı ise dava sırasında değerlendirilmektedir. Terk sebebiyle davanın açılabilmesi için ihtardan itibaren 2 ayın geçmesi gerekmektedir.
MK 165.maddede düzenlenmiştir. Buna göre; akıl hastalığının boşanma sebebi sayılabilmesi için akıl hastalığının evlilik sırasında var olması, iyileşmeyeceğinin Sağlık Kurul raporuyla tespit edilmiş olması, akıl hastalığı sebebiyle ortak hayatın çekilmez bir hal alması gerekmektedir.
TÜRKİYE’DE BOŞANMA DAVASI SÜRECİ
Türkiye’de boşanma davası süreci aşağıdaki adımlardan oluşur.
- Başvuru: Dava açmak için yetkili ve görevli mahkemeye boşanma dilekçesi ile başvuru yapılması gerekir.
- Duruşma Tarihi Belirleme: Mahkeme, boşanma dilekçesini kayda alır ve başvurunun ardından bir duruşma tarihi belirleyerek taraflara bildirir.
- Duruşma ve İddiaların Sunulması: Duruşma günü geldiğinde, taraflar ve avukatları mahkemede hazır bulunurlar. Taraflar, boşanma taleplerini ve iddialarını sunarlar. Mahkeme, tarafları dinler ve delilleri değerlendirir.
- Arabuluculuk veya Uzlaşma Girişimleri: Mahkeme, taraflar arasında uzlaşma sağlanması veya arabuluculuk yapılması için girişimlerde bulunabilir. Taraflar arasında anlaşmazlık varsa, mahkeme arabuluculuk veya uzlaşma sürecine yönlendirebilir.
- Kararın Verilmesi: Duruşmalar ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda mahkeme, boşanma kararını verir. Kararda, boşanma hükmü, mal paylaşımı, nafaka, çocukların velayeti ve diğer maddi talepler gibi konular belirlenebilir.
- İtiraz Süreci: Mahkeme kararı kesinleştikten sonra, tarafların kararı istinaf etme hakkı bulunur. İstinaf süreci, kararın daha üst bir mahkeme tarafından değerlendirilmesi anlamına gelir.
- Kararın Kesinleşmesi ve İcra: İtiraz süreci sonunda karar kesinleşir ve boşanma işlemi tamamlanır. Kesinleşen kararın nüfus kaydına işlenmesiyle boşanma resmiyet kazanır. Mal paylaşımı, nafaka veya çocukların velayeti gibi konularda uygulama aşamasına geçilir.
– Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Boşanma davası, evliliğin hukuken sona erdirilmesi amacıyla başlatılan bir yasal süreçtir. Boşanma davası nasıl açılır sürecin ilk adımı, boşanma davası dilekçesinin hazırlanmasıdır. Dilekçede, boşanma talebinde bulunan tarafın istekleri, talepleri ve boşanma gerekçesi yer almalıdır.
Boşanma dilekçesinin hazırlanmasının ardından yetkili aile mahkemesine başvurulması gerekmektedir. Mahkeme, dilekçeyi incelemek üzere bir dosya açacak ve süreci başlatacaktır. Bu aşamada mahkeme masrafları ile birlikte evlilik cüzdanı ve nüfus kayıt örneği gibi gerekli belgeler sunulmalıdır. Boşanma davası sürecinin başlamasıyla mahkeme, tarafları duruşmalara davet eder ve tarafların avukatları gerekirse savunmalarını sunarlar. Mahkeme, taraflar arasında uzlaşma sağlanabilmesi için bir çözüm bulmaya çalışır. Eğer taraflar anlaşmaya varırsa, mahkeme bunu onaylar; anlaşma sağlanamazsa mahkeme kararını verir.
Boşanma davasının sağlıklı ve hızlı bir şekilde sonuçlanabilmesi için sürecin doğru yönetilmesi, eksiksiz bilgi sağlanması ve gerekiyorsa bir boşanma avukatının desteği alınması önemlidir. Unutulmamalıdır ki her boşanma davası kendine özgüdür ve kişisel durumlar göz önünde bulundurularak yönlendirme yapılmalıdır.
Boşanma davaları, tarafların boşanma ve mal paylaşımı gibi konularda anlaşmasına bağlı olarak iki farklı türde açılabilir:
a) Anlaşmalı Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Anlaşmalı boşanma, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenmiştir. Bu tür davalar, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve çiftlerin ayrılık konusunda uzlaştığı durumlarda hızlı ve daha az çekişmeli bir boşanma süreci sunar.
Anlaşmalı Boşanmanın Şartları:
- Evlilik Süresi: Evliliğin en az bir yıl sürmüş olması gerekir. Bir yıldan kısa süren evliliklerde anlaşmalı boşanma mümkün değildir.
- Ortak Başvuru: Eşler ya birlikte boşanma talebiyle mahkemeye başvurmalıdır ya da bir tarafın açtığı boşanma davasını diğer taraf kabul etmelidir.
- Hakimin Onayı: Hakim, tarafları bizzat dinleyerek, boşanma kararını kendi özgür iradeleriyle aldıklarına kanaat getirmelidir. Hakim ayrıca, boşanmanın mali sonuçları (nafaka, tazminat vb.) ve çocukların durumu ile ilgili olarak yapılan düzenlemeleri uygun bulmalıdır.
- Protokol: Taraflar, boşanmanın şartlarını ve sonuçlarını içeren bir protokol hazırlarlar. Bu protokolde, nafaka, tazminat, velayet gibi konulara dair anlaşmalar açıkça belirtilmelidir. Hakim, çocukların ve tarafların menfaatlerini göz önünde bulundurarak, gerekli görürse protokolde değişiklik yapabilir. Bu değişiklikler taraflarca kabul edilirse boşanma gerçekleşir.
Anlaşmalı Boşanma Davasının Açılması: Anlaşmalı boşanma davası, taraflar arasında hazırlanan anlaşmalı boşanma protokolünün ıslak imzalı olarak boşanma dilekçesine eklenmesi ve aile mahkemesine sunulması ile açılır. Mahkemeye başvurulduktan sonra belirlenen duruşma tarihine her iki tarafın da katılımı zorunludur. Duruşmada, hakim tarafları dinleyerek boşanma şartlarını özgür iradeleriyle kabul edip etmediklerine karar verir.
Eğer taraflar anlaşmalı boşanma konusunda karar verirlerse, bu süreç genellikle tek celsede tamamlanabilir. Ancak çekişmeli boşanma süreci başladıktan sonra tarafların anlaşmaya varması durumunda da dava anlaşmalı boşanma davasına çevrilebilir.
Duruşma Süreci: Anlaşmalı boşanma davalarında tarafların bizzat duruşmaya katılarak, hakime boşanma taleplerini özgür iradeleriyle kabul ettiklerini beyan etmeleri zorunludur. Vekalet ile bu beyan yapılamaz, tarafların kendilerinin duruşmada bulunması şarttır. Bu nedenle anlaşmalı boşanma davaları, çekişmeli boşanma davalarından bu yönüyle ayrılır.
Anlaşmalı boşanma, çiftler arasında daha hızlı ve uzlaşmacı bir çözüm sunarken, sürecin dikkatli bir şekilde yürütülmesi ve doğru belgelerle desteklenmesi gerekir. Protokol hazırlanırken bir avukat yardımı almak, sürecin sorunsuz tamamlanmasına katkı sağlayabilir.
b) Çekişmeli Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Çekişmeli boşanma davası, eşlerden birinin evlilik birliğinin sona erdiğini belirterek, boşanma talebini içeren bir dilekçeyi yetkili ve görevli aile mahkemesine sunması ile açılır. Dava açarken gerekli harç ve masraflar da ödenmelidir.
Çekişmeli Boşanma Nedenleri: Türk Medeni Kanunu’nda, çekişmeli boşanma davası açılabilecek sınırlı sayıda boşanma sebebi belirtilmiştir:
- Zina (Aldatma) nedeniyle boşanma davası,
- Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma davası,
- Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle boşanma davası,
- Terk nedeniyle boşanma davası,
- Akıl hastalığı nedeniyle boşanma davası,
- Evlilik birliğinin temelinden sarsılması (şiddetli geçimsizlik) nedeniyle boşanma davası.
Bu sebeplerden “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” genel bir boşanma sebebi olup, hakim, eşlerden birinin kusurlu davranışının evliliği sürdürmeyi diğer eş için imkânsız hale getirdiğine kanaat getirirse boşanma kararı verir. Diğer sebepler ise özel boşanma nedenleridir ve her birinin somut delillerle ispat edilmesi zorunludur. Örneğin, zina nedeniyle açılan bir boşanma davasında aldatma olgusu net bir şekilde ispatlanmalıdır.
Dava Süreci: Çekişmeli boşanma davaları, kanunlar gereğince dilekçelerin karşılıklı sunulması, delil sunma, tanıkların dinlenmesi gibi adımları içerir. Davanın başarılı bir şekilde ilerleyebilmesi için dava sürecinde dilekçelerin zamanında verilmesi, delillerin eksiksiz sunulması ve hukuki süreçlerin doğru bir şekilde takip edilmesi gerekir. Aksi takdirde, örneğin delil dilekçesinin süresinde sunulmaması veya tanık beyanlarının eksik alınması gibi hatalar, davanın olumsuz sonuçlanmasına ve büyük hak kayıplarına yol açabilir.
Çekişmeli boşanma davaları genellikle maddi ve manevi tazminatlar, nafaka talepleri ve evlilik mallarının paylaşımı gibi sonuçlar doğurur. Bu tür davalar bazen yüzbinlerce liralık maddi sonuçlar doğurabilir, dolayısıyla dava sürecinin uzman avukatlar tarafından yürütülmesi oldukça önemlidir.
Hatalardan Kaçınma: Avukat tutmadan çekişmeli boşanma sürecini yönetmeye çalışan taraflar, yanlış adımlar atarak geri dönüşü olmayan hak kayıpları yaşayabilir. Süreçte yapılacak bir hata, örneğin delil dilekçesi sunulmaması ya da istinaf ve temyiz sürelerinin kaçırılması, kişiyi tazminat ve nafaka ödemek zorunda bırakabilir. Bu nedenle, imkânı olmayan kişiler baroların adli yardım hizmetlerinden faydalanarak ücretsiz hukuki destek alabilirler.
Sonuç Olarak:
Boşanma davası açmak ve süreci yönetmek, yasal bilgi ve dikkat gerektiren bir süreçtir. Bu süreçte hukuki hatalar yapmamak için uzman bir avukattan yardım almak en doğru yol olacaktır. Kendi başına dava açmayı düşünen taraflar, adli yardım bürolarından destek alabilirler. Ancak en ufak bir hata dahi büyük maddi kayıplara yol açabilir, bu yüzden profesyonel destek almak her zaman daha güvenlidir.
c) Çekişmeli Boşanma Davası ile Anlaşmalı Boşanma Davası Farkları
Aşağıdaki tablo, anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davalarının temel farklarını, her iki dava sürecinin karşılaştırmalı olarak özetini sunmaktadır:
Kriterler | Anlaşmalı Boşanma Davası | Çekişmeli Boşanma Davası | Farklılıklar |
Boşanma Sebebi | Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle yapılır. | TMK 161-166 arası genel ve özel sebeplere dayanır. | Anlaşmalı boşanma tek bir genel sebebe dayanırken, çekişmeli boşanma daha geniş bir sebep yelpazesine sahiptir. |
Mutabakat | Eşler arası tam mutabakat şarttır, ihtilaflı bir durum bulunmaz. | Taraflar arasında ihtilaflı konular vardır. | Anlaşmalı boşanmada taraflar her konuda uzlaşmışken, çekişmeli boşanmada ihtilaflar bulunur ve bunlar mahkemece çözülür. |
Dava Dilekçesi | Anlaşmalı boşanma protokolü dilekçeye eklenir. | Dilekçeye deliller eklenir. | Anlaşmalı boşanmada protokol esastır, çekişmeli boşanmada ise delillerle karşı tarafın kusuru ispatlanır. |
Evlilik Süresi Şartı | En az 1 yıllık evlilik süresi gereklidir. | Evlilik süresi önemli değildir, 1 günlük evlilikte bile açılabilir. | Anlaşmalı boşanma için evlilik en az 1 yıl sürmüş olmalıdır, ancak çekişmeli boşanma için böyle bir süre şartı yoktur. |
Duruşmaya Katılım | Eşler bir defa hakim huzuruna çıkarak protokolü onaylarlar. | Eşlerin duruşmaya katılmaları gerekmez, vekilleri temsil edebilir. | Anlaşmalı boşanmada tarafların bizzat duruşmaya katılması şarttır, çekişmeli boşanmada tarafların duruşmaya katılmaları şart değildir. |
Dava Süresi | Genellikle tek celsede sonuçlanır, yaklaşık 1 ay içinde kesinleşir. | Ortalama 18 ay sürer, istinaf ve temyiz ile 3 yıla kadar uzayabilir. | Anlaşmalı boşanma hızlı sonuçlanırken, çekişmeli boşanmada dava süreci çok daha uzun sürer. |
Kararın İçeriği | Protokol hakim tarafından onaylanır ve aynen karara geçirilir. | Mahkeme kusur belirler ve ihtilaflı konular (nafaka, tazminat, velayet) hakkında hüküm verir. | Anlaşmalı boşanmada tarafların hazırladığı protokol esas alınır, çekişmeli boşanmada ise mahkeme kusur tespiti yaparak karar verir. |
– Boşanma Davası Di̇lekçesi̇ Nasıl Olmalıdır?
Boşanma davası dilekçesi hazırlamadan önce, boşanmanın çekişmeli mi yoksa anlaşmalı mı olduğuna karar verilmesi esastır. Her ilişkinin dinamikleri farklı olduğundan, boşanma davası dilekçesi olaya özgü bir şekilde düzenlenmelidir. Türk Medeni Kanunu’nun boşanma ile ilgili düzenlemelerine uygun bir dilekçe hazırlanmalı, boşanma sebepleri doğru bir şekilde belirtilmeli, talepler açık bir dille yazılmalı ve tutarlı bir yaklaşım benimsemelidir.
Boşanma davası dilekçesinde ayrıca tüm deliller titizlikle bildirilmeli ve başka yerden getirilmesi istenen deliller mahkemeden talep edilmelidir. Boşanma süreci sıklıkla hassas ve karmaşık olduğundan, delillerin eksiksiz sunulması büyük önem taşır.
Bu nedenle, boşanma dilekçesi hazırlığı teknik bir hukuki bilgi ve deneyim gerektirir. Bu aşamada, uzman bir boşanma avukatından yardım almak önemlidir. Tarafların kendi başlarına hazırladıkları dilekçeler veya internetten bulunan standart formlar, hukuki sürecin gerekliliklerini karşılamayabilir ve ciddi hak kayıplarına sebep olabilir.
Unutulmamalıdır ki, boşanma davalarında kamunun yararı da gözetilir. Bu nedenle, boşanma dilekçesinde yapılacak küçük bir hata bile geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabilir. Bu sürecin profesyonel bir yaklaşımla yönetilmesi, tarafların haklarının korunması ve adil bir sonuca ulaşılması açısından kritik öneme sahiptir.
– Boşanma Davası Nerede Açılır?
Boşanma davalarında görevli mahkeme, aile mahkemesidir. Aile mahkemeleri, boşanma davalarının yanı sıra bu davaların tüm hukuki sonuçlarına karar vermeye yetkilidir. Ancak, bazı ilçelerde aile mahkemeleri bulunmamaktadır. Böyle durumlarda, asliye hukuk mahkemeleri aile mahkemesi sıfatıyla görev yapar.
Yer yönünden yetkili mahkeme, eşlerin dava açılmadan önce son altı ay boyunca birlikte yaşadıkları aile konutunun bulunduğu yer ya da eşlerden birinin ayrı yaşadığı ikamet yeridir. Türk Medeni Kanunu’nun 168. maddesi bu durumu şu şekilde düzenlemiştir: “Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.”
Bu düzenlemeye göre, boşanma davaları eşlerin ikametgahlarının bulunduğu yerdeki aile mahkemesinde açılabilir. Ancak boşanma davalarında kesin yetki bulunmadığı için, evi terk eden eş terk ettiği yerleşim yerinde de dava açabilir.
Eğer taraflardan biri yabancı uyruklu ise, boşanma davası kendi ülkesinde kabul edilmişse Türkiye’de tanıma ve tenfiz davası açılması gerekmektedir.
– Boşanmak İçin Gerekli Evraklar Nelerdir?
Boşanma davalarında, davanın türüne göre sunulması gereken evraklar farklılık göstermektedir. İşte her boşanma türü için gerekli evraklar:
Anlaşmalı Boşanma Davalarında:
- Tarafların kimlik belgeleri: Boşanacak eşlerin kimlik belgeleri.
- Boşanma dilekçesi: Boşanma talebini içeren dilekçe.
- Mal paylaşımı belgeleri: Taraflar arasında mal paylaşımını ya da mal devrini gösteren belgeler.
- Çocukların kimlik belgeleri: Varsa çocuklara ait kimlik belgeleri.
- Anlaşma protokolü: Tarafların karşılıklı mutabakatıyla hazırladıkları protokol.
- Taşınmazlara ait belgeler: Protokolde belirtilen araç, ev ve diğer taşınmazlara ait resmi belgeler.
Çekişmeli Boşanma Davalarında:
- Delil listesi: Tarafların iddialarını destekleyen delillerin listesi.
- Kredi kartı ve banka dökümleri: Tarafların mali durumunu gösteren hesap dökümleri.
- Telefon dökümleri: Telefon operatörlerinden alınan arama kayıtları.
- Telefon mesajları: Eşler arasında geçen yazışmalar.
- Darp raporu: Varsa fiziksel şiddet iddialarına ilişkin alınmış darp raporu.
- Adli vakaya ait tutanaklar: Eşler arasında daha önce yaşanmış adli vakalara ait ifade tutanakları.
- Sosyal medya paylaşımları: Tarafların sosyal medya hesaplarından alınan paylaşımlar.
- Tazminat talepleri: Maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin belgeler.
- Nafaka talepleri: Nafaka talebinde bulunan tarafın ilgili belgeleri.
Çekişmeli boşanma davalarında, diğer boşanma türlerine kıyasla daha fazla belge ve delil sunulması gerekmektedir.
– Çekişmeli Boşanma Davası Kaç Yıl Sürer?
Boşanma davaları, kanunda anlaşmalı ve çekişmeli olmak üzere ikiye ayrılır. Anlaşmalı boşanma davaları daha kısa sürede sonuçlandığı için sıkça tercih edilir. Ancak taraflar anlaşma sağlayamadığında, eşler yasal haklarının mahkeme tarafından belirlenmesini talep ederek çekişmeli boşanma davası açabilirler.
Çekişmeli boşanma davaları, tarafların anlaşmazlıklarının mahkemece çözülmesi için açılır. İddia ve taleplerin değerlendirilmesi, delillerin incelenmesi gibi aşamalar en az 1 yıl sürer. Ancak bu sürecin tam olarak ne kadar süreceği, mahkemenin iş yoğunluğuna ve delillerin incelenme aşamasına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerde davalar ortalama 1,5 ila 2 yıl arasında sonuçlanır. Kararın ardından tarafların istinaf ya da temyize başvurması durumunda süreç 3 yıla kadar uzayabilir.
– Anlaşmalı Boşanma Davaları Ne Kadar Sürer?
Anlaşmalı boşanma davaları genellikle tek celsede sona erer. Taraflar, nafaka, tazminat, mal paylaşımı ve velayet gibi hususlarda anlaşarak bir protokol hazırlarlar ve mahkemeye sunarlar. Hakim, bu protokolü değerlendirir ve kabul ederse boşanma gerçekleşir. Duruşma günü, talep tarihinden itibaren 15 gün ile 1 ay arasında belirlenir.
– Her İki Taraf Boşanmak İsterse Süre Kısalır Mı?
Her iki tarafın da boşanmak istemesi, davanın süresini kısaltmaz. Çekişmeli boşanma davası, sadece tarafların boşanma konusunda mutabakata varamaması nedeniyle açılmaz. Eşler, nafaka, tazminat, velayet gibi konularda anlaşamazlarsa da çekişmeli boşanma davasına başvurabilirler. Bu nedenle, her iki tarafın da boşanmak istemesi, davanın sürecini etkilemez.
Mahkeme, tarafların boşanma ile ilgili dilekçeler aşamasını tamamlamasını, delillerin incelenmesini ve gerekli usuli işlemlerin yapılmasını bekler. Bu yüzden, davanın uzaması ya da kısalması tarafların boşanmak isteyip istememesi ile ilgili değildir.
– Karşı Taraf Duruşmaya Gelmezse Süre Uzar Mı?
Davacının duruşmaya katılmaması, dava dosyasının düşmesine neden olabilir. Ancak davalının duruşmaya katılmaması dava sürecini uzatmaz, aksine süreci kısaltabilir. Davalının, dava dilekçesine cevap vermemesi de 1 ay kadar zaman kazandırır. Bu durumda mahkeme, usuli işlemleri tamamlar ve süreci devam ettirir.
– Çekişmeli Boşanma Davası Kaç Celsede Biter?
Bir çekişmeli boşanma davası ortalama olarak 5-6 duruşmada sonuçlanır. Önce ön inceleme duruşması yapılır, ardından delillerin incelenmesi ve tanıkların dinlenmesi aşamaları başlar. Son olarak karar, son duruşmada açıklanır.
– Çekişmeli Boşanma Davası Neden Uzun Sürüyor?
Çekişmeli boşanma davaları, taraflar arasında uzlaşmazlık olduğu için ihtilaflı davalardır. Mahkeme, tarafların iddialarını ve delillerini inceleyerek bir karara varır. Hakim, gerekli usuli işlemleri tamamlamadan ve delilleri değerlendirmeden bir karara ulaşamaz.
Süreç, tarafların iddialarına ve savunmalarına bağlı olarak uzun sürebilir. Bu yüzden, davanın profesyonel bir avukat eşliğinde yürütülmesi süreci kısaltabilir ve daha etkin bir şekilde yönetilmesini sağlayabilir.
– Kadın Boşanma Davası Açar, Erkek Kabul Etmezse Ne Olur?
Kadın boşanma davası açtığında, erkek bu boşanmayı kabul etmezse dava çekişmeli boşanma sürecine dönüşecektir. Bu durumda, kadının boşanmayı haklı gösterecek nedenleri ve erkeğin kusurunu mahkemede kanıtlaması gerekir. Kadın, evliliğin sona ermesine yol açan olayları delillerle sunarsa, erkek istemese bile mahkeme boşanma kararı verebilir.
– Erkek Boşanmak İstemezse Dava Uzar mı?
Eğer erkek boşanmayı kabul etmezse, dava çekişmeli boşanma davasına dönüşür ve bu süreç davanın uzamasına neden olabilir. Çekişmeli boşanma davalarında, her iki tarafın da hukuki savunmalarını ve taleplerini mahkemeye sunması gerekir. Hakim, tarafların iddialarını değerlendirerek karar verir. Çekişmeli davalar, mahkeme yoğunluğuna göre genellikle 1,5 yıl sürebilir.
Bu tür davalar, karmaşık ve uzun sürebileceğinden, tarafların hukuki destek alarak süreci yürütmesi büyük önem taşır.
– Boşanmanın Son Çare Olma İlkesi
Boşanma kararı, çiftler arasında ortaya çıkan uyumsuzluklar ve zorluklar nedeniyle alınır. Boşanmaya neden olan etkenler arasında çiftler arasında süregelen anlaşmazlıklar, iletişim sorunları, sadakatsizlik, şiddet veya farklı hayat hedefleri gibi durumlar yer alabilir. Boşanma; evlilik birliğinin sona ermesiyle birlikte yeni bir aşamaya geçişi ifade eder. Bu süreçte, maddi paylaşım, çocukların velayeti, nafaka ve benzeri konular ele alınır ve adil bir çözüm bulunması amaçlanır.
Önemle belirtilmelidir ki, boşanma her zaman son çare olarak değerlendirilmelidir. İlişkideki sorunların çözümü ve evlilik birliğinin sürdürülmesi için alternatif yöntemler, örneğin uzlaşma veya terapi gibi çözümler dava açmadan önce denenebilir. Ancak bazı durumlarda, boşanma tarafların daha sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürdürebilmeleri için en uygun seçenek olabilir.
Boşanmanın son çare olma ilkesi, hukuki açıdan da önem taşır. Hukuk sistemleri genellikle çiftlerin boşanma taleplerini ele alırken, evlilik birliğinin sürdürülmesini ve sorunların çözülmesini teşvik eder. Bu nedenle, boşanma davalarında çiftlerin öncelikle evliliklerini kurtarma girişimlerinde bulunmaları, danışmanlık veya arabuluculuk gibi alternatif çözüm yollarını denemeleri beklenir.
Boşanmanın son çare ilkesi, mahkemelerin çiftlerin sorunlarını çözmede yardımcı olma, çocukların çıkarlarını koruma ve aile birliğinin bütünlüğünü gözetme yükümlülüğünü de vurgular. Ancak, bazı durumlarda evlilik tamir edilemez hale gelebilir ve bu durumda mahkemeler, tarafların haklarını ve çocukların çıkarlarını gözeterek boşanma kararları verir. Hukuki çerçevede boşanmanın son çare ilkesi, evlilikteki sorunların çözümünde diğer alternatiflerin değerlendirilmesini ve boşanmanın sadece son çare olarak düşünülmesini önerir.
BOŞANMADA MAL KAÇIRMA NEDİR?
Boşanma, evlilik birliğinin sona ermesi ve bununla birlikte birçok hukuki sürecin devreye girmesi anlamına gelir. Bunlardan en önemlisi, eşler arasında mal paylaşımıdır. Boşanma durumunda, her iki tarafın da ortak mallar üzerinde yasal hakları bulunmaktadır. Evlilik süresince edinilen malların nasıl paylaşılacağı ise boşanma davasının en kritik aşamalarından biridir. Ancak bu süreçte, taraflar arasında bir evlilik sözleşmesi bulunmuyorsa eşlerden biri kötü niyetli bir tutum sergileyerek mal kaçırmaya çalışabilir. Bu davranış, eşin mal paylaşımına dahil olmaması gereken varlıkları gizleme veya elden çıkarma girişimi olarak tanımlanır ve boşanmada mal kaçırma olarak bilinir.
Boşanmada mal kaçırma, bir tarafın boşanma süreci öncesinde veya sırasında, malların paylaşımına engel olmak için çeşitli hileli işlemler yapmasıyla ortaya çıkar. Bu hileli işlemler, hukuki bir problem olarak kabul edilir ve yasal düzenlemelerle önlenmeye çalışılır. Eşlerden biri boşanmada mal kaçırma girişiminde bulunduğunda, bu durumu ispatlayarak hukuki yollara başvurmak ve malların paylaşımını sağlamak mümkündür.
Boşanmada Mal Kaçırma Nasıl Yapılır?
Boşanma, anlaşmalı veya çekişmeli olarak gerçekleşebilir. Taraflar evlilik öncesi mal paylaşımı sözleşmesi yapabilirler. Anlaşmalı boşanmalarda taraflar genellikle mal paylaşımı konusunda uzlaşmaya varırken, çekişmeli boşanmalarda bu konuda ciddi sorunlar yaşanabilir. Boşanma sürecinde mal kaçırma girişimleri genellikle çekişmeli boşanmalarda ortaya çıkar. Peki, boşanmada mal kaçırma nasıl gerçekleşir?
Mal kaçırma eylemleri şunlar olabilir:
- Mal Satışı veya Devri: Evlilik sürerken ya da boşanma davası açılmadan önce, eşlerden biri taşınır veya taşınmaz mallarını başka bir kişiye devredebilir ya da satabilir.
- Düşük Bedelle Satış: Mallar, değerinin çok altında bir fiyata üçüncü kişilere satılarak paylaşım dışı bırakılabilir.
- Bağış: Eş, mal kaçırmak amacıyla mallarını başka kişilere bağışlayabilir.
- Sahte Vekaletname: Eşlerden biri, diğer eşin adına sahte vekaletname düzenleyerek onun malvarlığını devredebilir.
- Tapu Kaçırma: Aile konutunun tapusunu, diğer eşin izni olmadan bir başkasına devredebilir.
Bu tür işlemler, hem boşanma sürecinde hem de boşanma sonrasında gerçekleştirilebilir. Ancak hukuki yollarla bu tür hileli işlemler iptal edilebilir.
Boşanmada Mal Kaçırma Nasıl Engellenir?
Mal kaçırma girişimlerini önlemek için çeşitli hukuki tedbirler alınabilir. Peki, boşanmada mal kaçırma nasıl engellenir?
- Aile Konutu Şerhi: Eşler, ortak yaşam sürdükleri evin tapusuna aile konutu şerhi koydurabilir. Bu işlem, konutun üçüncü kişilere devrini engeller.
- Muvazaalı İşlemlerin İptali: Eğer eşlerden biri, mallarını muvazaalı (hileli) bir şekilde devrettiği ispatlanırsa, bu devir işlemi iptal edilebilir.
- İhtiyati Tedbir Kararı: Boşanma davası açıldığında, eşlerden biri mal kaçırma şüphesi doğduğunda mahkemeden ihtiyati tedbir kararı alabilir. Bu karar, mal kaçırma girişimlerini durdurur.
- Devirlerin İptali: Boşanma davası açılmadan önce yapılan devir işlemleri, eğer kötü niyetli olduğu ispatlanırsa, iptal edilebilir.
Bu tür hukuki işlemlerin doğru ve zamanında yapılması, boşanmada mal kaçırma girişimlerini engeller ve tarafların haklarının korunmasını sağlar. Bu noktada, boşanma avukatından destek almak büyük önem taşır.
Boşanmada Eşten Mal Kaçırma Davası
Boşanmada mal kaçırma teşebbüsleri, dava konusu olabilir. Boşanma davası süresince ya da sonrasında, mal paylaşımıyla ilgili hileli işlemler tespit edilirse eşten mal kaçırma davası açılabilir. Malların kaçırıldığına dair somut deliller sunulduğunda, ihtiyati tedbir kararı ile malların devri engellenebilir.
Eşten mal kaçırma davası açmak için belirli bir süre sınırlaması yoktur. Ancak, boşanma davası öncesinde ya da dava sırasında, malların kaçırıldığına dair bir şüphe oluştuğunda hemen ihtiyati tedbir kararı aldırılması gerekmektedir. Aksi takdirde mal kaçırma eylemi gerçekleşebilir.
Boşanma Davasında Mal Kaçırma Cezası
Boşanmada mal kaçırma girişimleri, bazı durumlarda cezai yaptırımları da beraberinde getirir. Bu gibi durumlar Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre cezalandırılabilir. Örneğin:
- Sahte Vekaletname Düzenlemek: TCK’nın 204. maddesine göre “resmi belgede sahtecilik” suçu işlenmişse, cezai yaptırım uygulanır.
- Dolandırıcılık: Eşi kandırarak mal kaçırma girişiminde bulunmak, TCK’nın 157. ve 158. maddelerine göre “dolandırıcılık” suçu kapsamına girer.
- Şantaj veya Tehdit: Eşin mal kaçırma amacıyla şantaj ya da tehdit gibi suçlar işlemesi, TCK’ya göre cezalandırılabilir.
Bu tür durumlarda, hileli ve kötü niyetli işlemler sadece mal paylaşımına dair değil, cezai sonuçlar doğuracak şekilde de ele alınabilir.
Sonuç: Boşanmada mal kaçırma, hukuki ve cezai sonuçlar doğurabilecek ciddi bir eylemdir. Eşlerden biri mal paylaşımını engellemek amacıyla çeşitli yollarla mal kaçırmaya çalışabilir, ancak bu tür girişimler yasal düzenlemelerle önlenebilir. Boşanma sürecinde ya da sonrasında mal kaçırma girişimlerini engellemek için avukat desteği almak, sürecin sağlıklı bir şekilde yürütülmesini sağlar.
BOŞANMA DAVASINDA ERKEĞİN HAKLARI NELERDİR?
Boşanma sürecinde erkeğin sahip olduğu haklar, kanunlar çerçevesinde belirlenmiş olup, erkeklerin boşanma davası sırasında ve sonrasında kullanabileceği haklardır. Bu hakların doğru ve eksiksiz şekilde savunulabilmesi için erkeğin yasal süreçleri yakından takip etmesi ve gerektiğinde hukuki danışmanlık alması önemlidir. Boşanmada erkeğin hakları şunlardır:
- Nafaka Hakkı: Erkek, maddi durumu zayıfsa ve yoksulluğa düşecekse, karşı taraftan yoksulluk nafakası talep edebilir.
- Çocuk İçin Nafaka Hakkı: Eğer çocuk erkeğin velayetindeyse, çocuk için nafaka talebinde bulunabilir.
- Mal Paylaşımı Hakkı: Evlilik süresince edinilen malların paylaştırılması sürecinde erkek, kendi payına düşeni talep edebilir.
- Maddi ve Manevi Tazminat Hakkı: Eğer erkek, evliliğin sona ermesinde mağdur olmuşsa, maddi ve manevi tazminat talep edebilir.
- Velayet Hakkı: Erkek, çocuğun velayetini alabilme hakkına sahiptir, ancak bu kararı mahkeme verir.
- Çocukla Kişisel İlişki Kurma Hakkı: Velayeti karşı tarafa verilse bile, çocukla kişisel ilişki kurma hakkına sahiptir.
- Konuta Aile Şerhi Koyma Hakkı: Aile konutunun devrini önlemek için konuta aile şerhi koydurabilir.
- Ortak Evin Tahsisi Hakkı: Ortak evin kendisine tahsis edilmesini talep edebilir, özellikle barınma ihtiyacı varsa.
BOŞANMA DAVASINDA KADININ HAKLARI NELERDİR?
Boşanma sürecinde kadınların çeşitli yasal hakları bulunmaktadır. Bu haklar, kadının ve çocuklarının ekonomik ve sosyal güvenliğini sağlamaya yöneliktir. Boşanma davasında kadınların sahip olduğu başlıca haklar:
- Kadının Tedbir Nafakası Hakkı:Kadın, boşanma davası süresince geçimini sağlamak amacıyla tedbir nafakası talep edebilir.
- Çocuk İçin Tedbir Nafakası Hakkı: Boşanma davası sırasında çocukların bakımı ve geçimi için de tedbir nafakası talep edilebilir.
- Kadının Yoksulluk Nafakası Hakkı: Boşanma sonrasında kadın yoksulluğa düşecekse, karşı taraftan yoksulluk nafakası talep edebilir.
- Çocuk İçin İştirak Nafakası Hakkı: Çocuğun bakım, eğitim ve diğer masraflarını karşılamak için boşanma sonrası iştirak nafakası istenebilir.
- Kadının Maddi Tazminat Hakkı: Boşanma nedeniyle kadının maddi kayıplarının telafisi için maddi tazminat talep edebilir.
- Kadının Manevi Tazminat Hakkı: Kadının boşanma sürecinde yaşadığı duygusal zararlar için manevi tazminat talep etme hakkı vardır.
- Ziynet Eşyası Alacağı Hakkı: Kadın, düğün sırasında veya evlilik süresince kendisine ait olan ziynet eşyalarının iadesini talep edebilir.
- Kadının Mehir Hakkı: İslam hukukuna göre evlilik sırasında kararlaştırılan mehirin ödenmesini boşanma davasında talep edebilir.
- Mal Rejiminden Doğan Haklar: Kadın, evlilik süresince edinilmiş malların paylaşımı için mal rejimi hükümlerine göre hak talep edebilir.
- Çocuğun Tedbiren Velayetini Talep Etme Hakkı: Boşanma davası devam ederken çocuğun geçici olarak kadına verilmesini talep edebilir.
- Çocuk İle Kişisel İlişki Kurma Hakkı: Boşanma sonrasında, velayet kendisine verilmemişse bile çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkına sahiptir.
- Kadının Velayet Hakkı: Kadın, boşanma davasında çocuğun velayetini talep edebilir. Velayet kararı verilmeden müşterek çocuk yurtdışına götürüldüyse kadının çocuğun iade edilmesini talep etme hakkı vardır.
- Ortak Konutun Eşlerden Birine Tahsisi: Boşanma süresince ortak konutun geçici olarak kadına tahsisini talep edebilir.
- Aile Konutu Şerhi Konulmasını İsteme Hakkı: Kadın, ortak aile konutunun üzerine şerh koydurarak, bu konutun eş tarafından satılmasını engelleyebilir.
- Kendi Eşyalarını Talep Etme Hakkı: Kadın, boşanma sürecinde kendi kişisel eşyalarının iadesini talep edebilir.
- Boşanan Kadının Soyadı: Boşanma sonrasında kadın, eski eşinin soyadını kullanmak istiyorsa mahkemeye başvurarak bunun devamını talep edebilir.
- 6284 Sayılı Kanundan Kaynaklanan Koruyucu Tedbirlerin Uygulanmasını Talep Etme Hakkı: Şiddet gören veya tehdit altında olan kadın, 6284 sayılı Kanun kapsamında koruyucu tedbirler talep edebilir.
- Ücretsiz Avukat Talep Etme Hakkı: Kadın, maddi durumunun yetersiz olması halinde, devlet tarafından ücretsiz avukat talep edebilir.
Her iki taraf da yasal haklarını savunurken, sürecin adil ilerlemesi ve hak kaybına uğramamak için uzman bir avukattan destek almalıdır.
ALDATMA (ZİNA) SEBEBİYLE BOŞANMA DAVASI
Aldatma sebebiyle boşanma davası, eşlerden birinin evlilik süresi boyunca sadakat yükümlülüğünü ihlal ederek bir başkasıyla cinsel ilişkide bulunması durumunda açılabilir. Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesi bu konuyu düzenlemektedir.
Zina, evlilik birliği devam ederken eşlerden birinin evlilik dışı bir kişiyle cinsel ilişkiye girmesi anlamına gelir. Kanun yalnızca cinsel ilişkiyi zina olarak kabul eder. Diğer sadakatsizlik veya güven sarsıcı davranışlar zina sayılmaz ancak bunlar başka boşanma sebepleri olabilir.
Zina fiilini öğrenen eş, öğrenmeden itibaren 6 ay içerisinde boşanma davası açmalıdır. Ayrıca, zina olayı üzerinden 5 yıl geçmeden dava açılmalıdır. Bu sürelerin dolması durumunda dava hakkı ortadan kalkar.
Eğer aldatılan eş, zinayı öğrendikten sonra eşini affederse, aldatma sebebiyle boşanma davası açma hakkını kaybeder. Affetme, açık bir şekilde olabileceği gibi davranışlardan da anlaşılabilir.
Zina fiilinin ispatı, boşanma davasında önemlidir. Delil olarak şunlar kullanılabilir:
- Otel kayıtları
- Telefon mesajları ve arama kayıtları
- Tanık ifadeleri
- Fotoğraf ve video kayıtları
Zina, doğrudan ispatlanamıyorsa dolaylı delillerle de kanıtlanabilir. Örneğin, eşlerin birlikte geceyi geçirmesi gibi durumlar zina için karine oluşturabilir.
Aldatma sebebiyle açılan boşanma davalarında mahkemeden gizlilik kararı talep edilebilir. Bu durumda duruşmalar halka kapalı olarak yürütülür ve mahkeme kararının detayları basına açıklanmaz.
Aldatma sebebiyle açılan boşanma davalarında, aldatılan eş maddi ve manevi tazminat talep edebilir. Zina, boşanmada kusurun büyük ölçüde aldatma yapan eşte olduğu anlamına gelir ve bu durum nafaka ve mal paylaşımı süreçlerini etkileyebilir.
Zina nedeniyle boşanma durumunda, zina eden eşin mal paylaşımındaki hakkı sınırlandırılabilir. Mahkeme, zina fiilini kusurlu davranış olarak değerlendirerek adaletsiz mal paylaşımını önleyebilir.
EN KOLAY BOŞANMA SEBEPLERİ NELERDİR?
Eşler arasındaki temel sorumlulukların yerine getirilmemesi, boşanma sebeplerinin başında gelir. Türk Medeni Kanunu’nun 161 ve devamı maddelerinde boşanma sebepleri düzenlenmiştir. Bu sebepler genel ve özel boşanma nedenleri olarak ikiye ayrılmaktadır.
Özel Boşanma Nedenleri
Özel boşanma sebepleri, belirli bir olayın gerçekleşmesi durumunda eşlere boşanma davası açma hakkı tanır. Bu sebepler:
- Zina: Eşlerden birinin eşinden başka biriyle isteyerek cinsel ilişkiye girmesi durumudur. Kanunda zina, boşanma sebepleri arasında yer alır ve eşe boşanma davası açma hakkı verir.
- Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış: Eşlerden biri diğerinin hayatına kastederse ya da ona onur kırıcı veya kötü davranışlarda bulunursa boşanma davası açılabilir.
- Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme: Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya toplum tarafından haysiyetsiz kabul edilen bir yaşam sürerse, diğer eş onunla yaşamak zorunda olmadığı için boşanma davası açabilir.
- Terk: Eşlerden biri, ortak hayatı terk ederse ve bu durum kanunun belirlediği koşullar çerçevesinde gerçekleşirse, terk edilen eş boşanma davası açabilir.
- Akıl Hastalığı: Eşlerden birinin tedavi edilemez bir akıl hastalığına sahip olması ve bu durumun diğer eş için ortak hayatı çekilmez hale getirmesi durumunda, akıl hastalığının resmi sağlık raporuyla tespit edilmesi şartıyla boşanma talep edilebilir.
Genel Boşanma Nedeni
Genel boşanma sebepleri, belirli bir olaya bağlı olmayan durumlarda eşlere boşanma davası açma hakkı tanır. Bu sebepler:
- Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması: Eşler arasında ortak hayatın sürdürülemeyecek derecede bozulması, boşanma için genel bir neden olarak tanımlanmıştır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması, çeşitli olaylardan kaynaklanabilir ve boşanma sürecini başlatabilir.
EN SIK KARŞILAŞILAN BOŞANMA SEBEPLERİ
Türk aile yapısında en sık karşılaşılan boşanma nedenleri, psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddet ile aldatma gibi olaylardan kaynaklanmaktadır.
1. Psikolojik Şiddet
Psikolojik şiddet, boşanma davalarında en çok karşılaşılan sebeplerin başında gelir. Aşağılamak, hakaret etmek, tehdit etmek, sürekli eleştirmek, eşe duygusal olarak zarar vermek gibi davranışlar, psikolojik şiddet kapsamında değerlendirilir.
2. Ekonomik Şiddet
Eşin maddi gücü kullanarak diğer eşi kontrol etmesi veya küçük görmesi ekonomik şiddet olarak tanımlanır. Özellikle kadına karşı uygulanan ekonomik şiddet, boşanma davalarında sık karşılaşılan sebepler arasındadır.
3. Fiziksel Şiddet
Fiziksel şiddet, boşanma sebepleri arasında önemli bir yer tutar. Eşe tokat atmak, itmek, yumruk atmak gibi bedene zarar veren her türlü davranış fiziksel şiddet olarak değerlendirilir ve boşanma sebebidir.
4. Aldatma
Eşin sadakat yükümlülüğünü ihlal ederek, duygusal veya cinsel bir ilişki yaşaması aldatma olarak kabul edilir. Aldatma, en yaygın boşanma sebeplerinden biridir.
Boşanma Sebeplerindeki Değişimler
Boşanma sebepleri, toplumun sosyo-ekonomik yapısındaki değişimlerle doğru orantılı olarak değişmektedir. Örneğin, 1990’lı yıllarda en sık karşılaşılan boşanma sebebi genç yaşta evlilikken, günümüzde bu sebep artık geçerliliğini yitirmiştir. Günümüzde en çok karşılaşılan boşanma sebepleri arasında psikolojik ve ekonomik şiddet öne çıkarken, aldatma geri plana düşmüştür.
Ayrıca, yapılan araştırmalar kadınların %60’ında, erkeklerin ise %40’ında psikolojik şiddetin boşanma nedeni olduğunu ortaya koymaktadır. Ekonomik zorluklar, değişen sosyal normlar ve aile yapısındaki dönüşümler de boşanma sebeplerinin sürekli değişmesine neden olmaktadır.
BOŞANMA DAVASI SONUÇLANDIKTAN SONRAKİ SÜREÇ
Mahkeme tarafından Türkiye’de boşanma kararı verilmesi ile boşanma hemen gerçekleşmez. Kararın kesinleşmesi için verilen karara karşı tarafların temyiz veya istinaf süreçlerinin sona ermesi gerekir. Mahkemenin taraflara gerekçeli kararı tebliğ etmesinin ardından verilen süre içerisinde iki taraf da istinaf veya temyiz talebinde bulunmazsa boşanma kararı kesinleşir.
Süreyi beklemek istemeyen taraflar gerekçeli kararı tebliğ almalarının akabinde 2 haftalık süreyi beklemeksizin istinaf veya temyiz haklarından feragat ettiklerine dair dilekçe sunmaları halinde de karar kesinleşir. Kesinleşme şerhinin yazılması ile birlikte Aile Mahkemesi tarafından boşanma kararı ilgili Nüfus Müdürlüğü’ne bildirilir.
Boşanma kararıyla birlikte artık eşlerin birbirine karşı miras hakkı kalmaz. Birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar. Eşlerin boşanma sonrası birbirleri lehine yapmış oldukları ölüme bağlı tasarruflar ise geçerlidir.
Boşanma davası sonuçlandıktan sonra, çiftler arasında çeşitli süreçler ve düzenlemeler gerçekleştirilir. Aşağıda, dava sonrası sürecin ana hatlarıyla açıklanmaktadır:
- Mal Paylaşımı: Boşanma kararıyla birlikte, çiftler arasında evlilik birliği sırasında edinilen mal varlığının paylaşımı gerçekleştirilir. Bu, taşınır ve taşınmaz malların değerlendirilmesini, bölüşülmesini veya taraflar arasında anlaşma sağlanmasını içerir. Eğer taraflar anlaşmazlık yaşıyorsa, mahkeme tarafından mal paylaşımına ilişkin bir karar verilebilir.
- Nafaka: Boşanma kararıyla birlikte, ekonomik güçsüzlük yaşayan eşe nafaka ödenmesi söz konusu olabilir. Nafaka, ekonomik desteği sağlamak ve boşanma sonrası yaşam standartlarını korumak amacıyla belirlenir. Nafaka miktarı ve süresi, tarafların gelir durumları, yaşam koşulları ve diğer faktörlere bağlı olarak belirlenir.
- Çocukların Velayeti: Boşanma durumunda, çocukların velayeti üzerinde de karar verilir. Çocuğun en iyi çıkarlarını gözeterek, velayet hakkı anne, baba veya ortak velayet şeklinde düzenlenebilir. Velayet kararında, çocuğun fiziksel, duygusal ve eğitimsel ihtiyaçlarına uygun düzenlemeler yapılır.
- Eşler Arasındaki Anlaşmalar: Boşanma sonrası süreçte, eşler arasında ayrılık sonucunda ortaya çıkan diğer konular da ele alınır. Bunlar arasında eşlerin iletişim ve ziyaret düzenlemeleri, eşlerin soyadı değişikliği talepleri, miras hakkı feragatname veya anlaşması gibi hususlar yer alabilir.
- Mahkeme Kararının Uygulanması: Boşanma kararı ve beraberindeki düzenlemelerin uygulanması için tarafların kararı mahkemece onaylandıktan sonra, bu kararın uygulanması gerekmektedir. Taraflar, mahkeme kararına uygun şekilde mal paylaşımını gerçekleştirir, nafaka ödemelerini yapar ve çocukların velayetiyle ilgili düzenlemelere riayet ederler.
BOŞANMA KARARININ TANIMA VE TENFİZİ
Boşanma yurt dışında gerçekleşti ise, Türkiye’de boşanma kararının tanınması ve geçerli olması için Tanıma ve Tenfiz davası açılması gerekmektedir. Boşanma kararının tanınması daha öncesinde açılmış bir davada talep üzerine de alınabilir. Tanıma için karar alınabileceği gibi, tazminat, nafaka gibi hükümleri de içeriyorsa de tenfiz kararı alınması gerekmektedir.
Tanıma ve tenfizde MÖHUK 50.maddesindeki şartların varlığına bakılır. Yani, boşanma kararının tanınması ve tenfizin talebinde Mahkeme esasa girmez. Yabancı bir mahkeme kararının mevcut olmasına, kararın alındığı devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bir karar olmasına, hukuk davasına ilişkin olmasına öncelikle bakılır.
Türkiye’de boşanma kararının tanınması ve tenfizi için karşılıklılık aranmakta ve verilen karar kamu düzenine aykırı olmamalıdır. Görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. İşbu davanın sonuçlanması yurtdışı tebligatlarının yapılabilmesi zorunluluğundan ötürü meşakkatli ve zaman alan bir süreçtir, bu nedenle vakit kaybı yaşanmaması adına ilgili davanın bir avukat yardımıyla yürütülmesi faydalıdır.
Boşanma kararının tanınması ve tenfizi, bir ülkede verilen boşanma kararının başka bir ülkede de geçerli olması için gereken hukuki işlemleri ifade eder. Türkiye’de, yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi için aşağıdaki adımlar izlenir:
- Başvuru: Boşanma kararının tanınması ve tenfizi için yetkili ve görevli mahkemeye başvuru yapılması gerekmektedir.
- Belgelerin Sunulması: Başvuruda, yabancı mahkeme kararının aslı veya onaylı sureti, tercümesi, yeminli tercüman tarafından yapılan çeviri belgeleri gibi gerekli belgelerin sunulması gerekmektedir. Ayrıca, gerektiğinde kararın geçerliliğini destekleyici ek deliller (boşanma dilekçesi, ara karar evrakları vb.) de sunulabilir.
- Delillerin İncelenmesi: Mahkeme, başvuru ve sunulan belgeleri inceler, kararın uygunluk ve geçerlilik şartlarını değerlendirir. Gerekli durumlarda ek deliller talep edilebilir veya tanık ifadeleri alınabilir.
- Türk Aile Hukuku ve Örf ve Adetlere Uygunluk: Mahkeme, yabancı mahkeme kararını değerlendirirken, Türk Aile Hukuku ve Türk örf ve adetlerine uygun olup olmadığını da dikkate alır. Kararın Türk Aile Hukuku’na ve örf ve adetlere aykırı olmaması gerekmektedir.
- Kararın Verilmesi: Mahkeme, yabancı mahkeme boşanma kararının tanınması ve tenfizi konusunda karar verir. Kararda, boşanmanın Türkiye’de de geçerli olduğu tespit edilirse, kararın tanınması ve tenfizi gerçekleştirilir.
- Tanıma ve Tenfiz İşlemleri: Mahkeme tarafından verilen kararın nüfus kaydına işlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, mal paylaşımı, nafaka veya çocukların velayeti gibi konuların uygulanması için gerekli işlemler de gerçekleştirilir.