mirasın reddi ve sonuçları

MİRASIN HUKUKİ OLARAK REDDEDİLMESİ VE SONUÇLARI

Mirasın reddi, mirasın bırakıldığı kişinin mirası kabul etmeyi kayıtsız ve şartsız reddetmesi anlamına gelir. Bu, miras bırakan kişinin mal varlığından feragat etmek anlamına gelir ve mirasın reddedilmesi borçların yüksek olması, mirasın değerli olmaması veya diğer mirasçıların haklarını korumak amacıyla birçok nedenle yapılabilir.

Hiç kimse bir mirası kabul etmeye zorlanamaz. Mirasın açılması ile terekenin aktif ve pasifi ile kendiliğinden mirasçılara geçişi yanında, kanun koyucu mirasçılara mirasçılık sıfatını kabul etmeme imkanını da sağlamıştır.

Bir kişi, bir mirası kabul etmeyi reddetme kararı verirse, miras bırakanın varlıklarından hiçbir hak veya pay elde edemez. Ancak, mirasın reddi sonrasında kişinin varlıkları korunur ve miras bırakanın borçlarını da devralmaz. Ancak mirası reddeden mirasçı miras bırakanın alacaklarından da yararlanamaz.

Miras reddi işlemi, miras bırakan kişinin ölümünden sonra başlar. Mirasçılar, miras bırakanın varlıklarını paylaşmak için yasal bir sürece girdiklerinde, bir mirasçı, mirası kabul etmek istemiyorsa, bir reddi miras beyanı sunarak bu hakkını kullanabilir.

Mirasçının iradesine dayanan redde gerçek red; kanundaki karineye dayanan redde ise hükmi red denir.

Türkiye’de miras hukuku hakkında ayrıntılı bilgi için Miras Hukuku sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Türk Medeni Kanunu Madde 609- Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder. Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir. Tutanağın ve kütüğün nasıl tutulacağı Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir

REDDİ MİRAS NEDİR?

Mirasın reddi, ölüm sonrası miras bırakanın tüm varlığını ve borçlarını reddetme eylemidir. Yasal veya atanmış mirasçılar, bu haklarını kullanarak mirası reddedebilirler. Mirasın reddi, Medeni Kanun’un ilgili maddeleri olan 605-618 arasında düzenlenmiştir. Miras hukukunda temel prensip olan külli halefiyet ilkesi gereği, mirasçılık sıfatı miras bırakanın ölümüyle otomatik olarak devreye girer ve miras intikali gerçekleşir. Ancak, miras bırakanın borçlarından sadece mirasın terekesi değil, mirasçıların kişisel mal varlıkları da etkilenir.

Miras, miras bırakanın vefatıyla birlikte mirasçılara kanunen ve derhal geçer. Bu nedenle, mirasçıların ayrı bir irade beyanında bulunmalarına gerek yoktur; miras kendiliğinden devredilir. Ancak, miras bırakan borçlu veya iflas durumunda ise, mirasçılar tereke ile birlikte kendi kişisel varlıklarından da sorumlu olabilirler. Ancak, mirasçılar bu borçları üstlenmek istemiyorlarsa, “mirasın reddi” müessesesi devreye girer.

Mirasın reddi hakkı yasal ve atanmış mirasçılara aittir. Miras bırakanın ölümünden önce mirasın reddi talep edilemez. Ölmeden önce, ancak mirastan feragat etme sözleşmesi yapılabilir veya miras hakkı devredilebilir.

MİRAS NASIL REDDEDİLİR?

Miras nasıl reddedilir sorusunun cevabı bir mirasçı veya onun vekili tarafından Sulh Hukuk Mahkemesine yapılacak yazılı bir beyan ile gerçekleştirilir. Bu beyanın süresinde ve usulüne uygun bir şekilde yapılması halinde, mirasın reddedildiği kabul edilir ve diğer işlemler de şekli işlemler olarak kabul edilir.

Türk Medeni Kanunu’nun 609/2. maddesi uyarınca, mirasın reddi kayıtsız ve şartsız bir şekilde gerçekleştirilmelidir. Reddi miras, miras bırakanın geride bıraktığı mal varlığının paylaşımında önemli değişikliklere neden olabilir. Bu nedenle, mirasın reddi, hukuki açıdan yenilik doğurucu bir işlem olarak kabul edilir.

Mirasın reddi, sadece mirasçıları değil, aynı zamanda miras bırakanın tüm alacaklılarını da ilgilendiren bir işlemdir. Bu nedenle, reddi miras beyanının anlaşılabilir, açık, kesin ve net bir şekilde yapılması önemlidir. Aksi takdirde, beyanın geçersiz sayılması ve iptali gündeme gelebilir.

Türk Medeni Kanunu’nun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğü’nün 39. maddesi, mirasın reddini düzenlemiştir. Bu maddeye göre, mirasçının mirası reddetmesi halinde, sulh hakimi tarafından bir tutanak düzenlenir. Bu tutanakta, reddeden mirasçının açık kimliği belirtilir ve red beyanı mirası reddeden kişi veya vekili tarafından imzalanır. Vekilin vekaletnamesi de bu tutanağa eklenir.

Bu düzenleme gereği, vekil tarafından yapılacak mirasın reddi istemi için, vekilin vekaletnamesinde özel yetki bulunması gerekmektedir. Yargıtay’ın bu konudaki görüşleri de emsal nitelikte kararlarla belirlenmiştir.

reddi mirasın sonuçları

REDDİ MİRAS SÜRESİ NEDİR?

Miras reddi, miras bırakanın ölümünden itibaren 3 ay içerisinde yapılmalıdır. Reddi miras süresi hak düşürücü bir süre olup; mahkeme tarafından resen dikkate alınır. Miras reddi süresinin başlaması yasal ve atanan mirasçılar için faklıdır.

  • Yasal Mirasçılar için reddi miras süresi mirasçıların miras bırakanın öldüğünü öğrendikleri günden itibaren işlemeye başlar.
  • Atanan mirasçılar için reddi miras süresi mirasçı olarak atandıklarını öğrendikleri günden itibaren işleme başlar

Terekenin korunması için defter tutulmasına karar verilmişse üç aylık miras reddi süresi hem yasal hem de atanmış mirasçılar için yazım işleminin tamamlandığının sulh hakimi tarafından kendilerine bildirildiği tarihten itibaren işler. Bu durumda mirasçının miras bırakanın öldüğü tarihi öğrenmesi önemli değildir. Ancak defter tutulması yoluna 3 aylık red süresi geçtikten sonra gidilmesine karar verildiyse red süresi sona ermiş sayılır.

Önemli sebepler varsa sulh hakimi yasal ve atanmış mirasçılara tanınmış reddi miras süresini uzatabilir veya yeni bir süre öngörebilir. Önemli sebeplere mirasçılardan birinin ağır hasta olması; mirasla ilgili davalarda yeni bir sürenin öngörülmesi v.d sebepler örnek olarak gösterilebilir.

REDDİ MİRAS SÜRESİ 3 AYI GEÇERSE NE OLUR?

Türk Medeni Kanunu’nun 606. maddesi, mirasın reddi hakkında önemli bir süre belirler. Buna göre, mirasçılara mirası reddetme hakkı tanınır ve bu hakkı kullanabilmeleri için 3 aylık bir süreleri vardır. Reddi miras süresi 3 ayı geçerse, Türk Medeni Kanunu’nun 610/1. maddesi gereği mirası red hakkı düşer.

Bu durumda, yasal reddi miras süresi içinde ve gerekli şekilde mirası reddetmeyen mirasçılar, mirası kayıtsız ve şartsız olarak kabul etmiş sayılır. Yani, mirasçılar süreyi sessizce geçirirse ve reddi miras süresi 3 ayı geçerse bu sessizlik mirası kabul etmiş olmaları anlamına gelir.

Ancak, bu kuralın istisnaları da bulunmaktadır. Özellikle, miras bırakanın vefat tarihinde ödemeden aciz olduğunun açıkça bilindiği veya resmi olarak tespit edildiği durumlarda, mirasçılar mirası reddetmiş sayılırlar. Bu durumda, mirasçılar borç nedeniyle mirası reddetmiş olurlar. Bu tür bir durumda, reddi miras süresi 3 ayı geçerse bile mirasçıların sessizliği mirası kabul etmiş sayılmaz.

Bu nedenle, miras bırakanın borç durumu gibi istisnai durumlar, mirasın reddi sürecini etkileyebilir ve 3 aylık hak düşürücü sürenin işlemesine engel olabilir. Bu hususlar, miras hukuku alanında önemli ve dikkate değer noktalardır.

REDDİ MİRAS NASIL YAPILIR?

Reddi miras nasıl yapılır sorusunun cevabı her ne kadar basit olsa da miras reddi süreci aslında teknik bilgi isteyen ayrıntılı bir süreçtir. Mirasın reddinde yasal prosedürlerin takip edilmesi gerektiği için bir avukatla çalışmak önerilir. Ancak genel olarak, miras nasıl reddedilir sorusunun aşamaları aşağıdaki gibidir:

  • Mirasın reddedileceği kararının verilmesi: Reddi miras kararını vermeden önce, miras bırakan kişinin tüm borçlarını ve diğer yasal yükümlülüklerini öğrenmek gerekir. Bu tespitin en doğru ve kesin yolu terekenin tespiti davası açmaktır.
  • Mirasın reddi için dilekçe hazırlanması: Mirasın red dilekçesi, mirasın reddedildiğine dair kayıtsız ve şartsız beyanınızı içeren bir dilekçe olmalıdır. Miras reddi için bu dilekçe ile birlikte yetkili ve görevli mahkemeye başvurulması gereklidir.
  • Miras reddi talebinin kesinleşmesi: Reddi miras dilekçesi mahkeme tarafından işleme alındıktan sonra duruşma günü verilir ve yasal işlemler tamamlanır. Mahkeme kararının kesinleşmesi ile miras reddedilmiş kabul edilir.

MİRASIN HÜKMEN REDDİ

Miras bırakanın ölümü anında borçlarını ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise mirasın hükmen red edildiğinin kabulü gerekir. Mirasçıları buna rağmen mirasçı olmak istemeleri halinde; mirası resmen kabul ettiklerine dair açık beyan vermeleri zorunludur.

MİRASIN GERÇEK REDDİ

Mirasın gerçek reddinde ise yasal ve atanmış mirasçılar hiçbir gerekçe sunmak zorunda olmadan yetkili makama mirası red ettiklerini beyan ederek bozucu yenilik doğuran bir hak olan miras reddini gerçekleştirebilirler. Bu red beyanı ile mirasçılık sıfatı kaybedilir ve miras bırakandan önce ölmüş gibi kabul edilir. Mirasın reddi herhangi bir şarta veya kayda bağlanamaz. Miras reddedildikten sonra istisnai hükümler haricinde geri alınamaz.

REDDİ MİRAS NEREYE YAPILIR?

Mirasın gerçek reddi davası miras bırakanın son  yerleşim yerinde bulunan sulh hukuk mahkemesinde açılır. Ancak mirasın hükmen reddi söz konusuysa yetkili mahkeme alacaklıların davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeridir ve görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.

REDDİ MİRASIN SONUÇLARI

Mirasın reddi, geri alınması zor olan ve tüm mirasçıları etkileyen bir karardır. Bir miras reddedildiğinde, reddeden mirasçı, miras hakkından vazgeçer ve artık mirasçı olarak kabul edilmez. Ancak tüm mirasçıların muvafakati ile reddi miras kararını geri alabilir. Çünkü miras reddi, mirasın paylaşımını ve mirasçıların haklarını etkileyen bir hukuki işlemdir.

  • Reddi miras yaptıktan sonra ne olur?

Mirasın reddedilmesi, miras bırakılan kişinin mal varlığından feragat etmesi anlamına gelir. Miras reddi, reddedilen kişinin ölümden sonra geride kalan mal varlığına artık sahip olmayacağı ve mirasçılar arasında paylaşılacağı anlamına gelir.

Mirasın reddedilmesiyle birlikte, reddedilen kişi mirasın bir parçası olacak herhangi bir borç, vergi veya yükümlülükten kurtulmuş olur. Ancak, mirasın reddedilmesi aynı zamanda mirasın kabul edilmesi halinde elde edilebilecek bir gelirden de feragat edildiği anlamına gelir.

Miras reddi ile red eden mirasçının mirasçılık hakları sona erer. Reddi mirasın sonuçlarından en önemlisi mirasçılık sıfatının kaybedilmesidir. Miras reddi, mirasın açılışına kadar geriye yürür. Ancak miras reddi, miras bırakanın red eden mirasçıya yaptığı ölüme bağlı tasarrufları etkilemez. Miras bırakanın red edenin lehine yaptığı bir vasiyetname, sigorta talebi vs. geçerli kalır.

Ayrıca, bir kişi mirası reddettiğinde, reddi mirasın sonuçları olarak mirasın paylaşımı yeniden düzenlenecek ve diğer mirasçılar arasında paylaşılacaktır. Bu, reddedilen kişinin miras payının diğer mirasçılar arasında yeniden dağıtılacağı anlamına gelir.

  • Bütün mirasçılar mirası reddederse ne olur?

Bütün mirasçılar mirasın reddine karar vermişlerse miras sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Miras bırakanın borçları ödendikten sonra bir bakiye kalırsa; bu değerler sanki mirasçılar mirası reddetmemişler gibi kendilerine dağıtılır. Bu durumda sulh hukuk mahkemesi, mirası iflas hükümlerine göre tasfiye eder. Tasfiye sonucunda artı bir değer kalırsa, kalan değer mirası reddetmemiş gibi mirasçılara dağıtılır.

Kanun koyucu birinci zümredeki mirasçıların tümünün mirası reddetmeleri halinde bunların paylarının sağ kalan eşe geçeceği esasını kabul etmiştir. Kanun koyucu, altsoyun tamamının mirası reddetmesi halinde ikinci zümre mirasçıların değil; bu retten sağ kalan eşin yararlanmasını görüşünü benimsemiştir.

Tek mirasçı varsa, o tek mirasçı veya birden fazla mirasçı varsa bu mirasçıların tümü kendilerinden sonra gelen bütün mirasçılar lehine mirası reddebilirler. Bu reddin amacı mirasçının miras payını doğrudan doğruya sonra gelen mirasçılara bırakma isteğidir. Bu durum miras reddinin kayıtsız ve şartsız olmasına istisna bir durumdur. Reddin lehine yapıldığı kişi miras teklifinin kendine yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde mirası kabul ettiklerini açıklamalıdırlar.

  • Mirasın reddi halinde miras kime geçer?

Mirasın reddedilmesi, yalnızca reddeden mirasçı için sonuç doğurur. Reddeden yasal mirasçının hissesi, miras açıldığı anda kendisi hayatta değilmiş gibi diğer hak sahiplerine geçer. Reddeden mirasçı, mirasın bölüşümüne katılamaz ve mirasın aktiflerine ilişkin hiçbir hakka sahip olmaz. Reddeden mirasçı, miras bırakanın ölüm anında mirasçı olmamış gibi kabul edilir ve yerine diğer mirasçılar sırasıyla gelir.

Mirası reddeden mirasçının payı kendi altsoyuna geçer. Mirası reddeden sanki miras bırakandan önce ölmüş gibi kabul edilir. Mirası reddeden atanmış mirasçı, miras bırakandan önce ölmüş kabul edilir. Onun payına ilişkin olarak miras bırakan farklı bir düzenleme öngörmemişse, miras bırakanın yasal mirasçılarına kalır.

  • Mirasçıların tamamı mirası redderse ne olur?

Miras bırakanın altsoyu tamamen reddederse miras, hayatta kalan eşe geçer ve eş tek başına mirasçı olur.

Atanmış mirasçı mirası reddederse, hissesi miras bırakanın en yakın yasal mirasçısına geçer. Ancak miras bırakanın ölümüne bağlı olarak başka bir sonuç öngörmesi de mümkündür. Yani miras bırakan, reddedildiğinde mirasın kendi yasal mirasçılarına geçmeyeceğini öngörebileceği gibi, reddedenin yasal mirasçılarına veya başka bir kişiye geçebileceğini de öngörebilir.

  • Kardeşlerden biri reddi miras yaparsa ne olur?

Kardeşlerden biri reddi miras yaparsa, bu kardeş mirasçılık sıfatını kaybeder. Bu durumda, reddi yapan kardeşin miras payı, kalan mirasçılar arasında eşit olarak paylaştırılır. Örneğin, murisin iki kardeşi varsa ve biri reddi miras yaparsa, diğer kardeşin miras payı artar. Eğer murisin 1/2’lik miras payına sahip olan kardeşlerden biri reddi miras yaparsa, diğer kardeşin miras payı 1/2’den 3/4’e yükselir.

Kardeşlerden biri reddi miras yaparsa, miras payı sırasıyla; Murisin alt soyuna (çocukları, torunları vb.), murisin sağ kalan eşine, murisin anne ve babasına, murisin kardeşlerine, murisin büyükanne ve büyükbabasına, murisin amca ve teyzelerine, murisin hala ve eniştelerine geçer.

  • Reddi miras yapanın çocuğuna miras kalır mı?

Mirasın reddi davalarında önemli bir husus, reddi miras yapanın çocuğuna miras kalır mı yoksa kalmaz mı sorusudur.

Mirasın reddi davalarında unutulmamalıdır ki, mirası reddeden kişi, miras bırakanın ölümünden sonra mirası reddettiği kişiden önce ölmüş gibi kabul edilir. Bu nedenle, reddi miras yapanın çocuğuna miras kalır mı sorusununa kanun uyarınca olumlu cevap vermek gerekir. Reddi miras durumunda kişiye kalan miraslar bir sonraki alt soya geçer.

Reddi miras yapanın çocuğuna miras kalır mı sorununun tek istisnai durumu, mirasbırakanın tüm alt soyunun mirası reddetmesi durumudur. Bu durumda, mirasbırakanın tüm çocukları da mirası reddederse, miras torunlara geçmez. Yani, mirasbırakanın tüm alt soyunun mirası reddetmesi halinde, miras alt soya değil, başka mirasçılara geçer.

Özetlemek gerekirse, mirasın reddi davalarında mirası reddeden kişinin çocuklarına miras geçer. Ancak, bu kuralın bir istisnası vardır ve mirasbırakanın tüm alt soyunun mirası reddetmesi durumunda miras torunlara geçmez. Bu nedenle, mirasın reddi davalarında mirasbırakanın alt soyunun tutumu önemli bir faktördür.

BORCUM VAR REDDİ MİRAS YAPABİLİR MİYİM?

Borcum var reddi miras yapabilir miyim sorunu çok karşılaşılan bir durumdur. Bir mirasın reddedilmesi, diğer mirasçıların yararına olabilir çünkü reddedilen kişinin payı diğer mirasçılar arasında yeniden dağıtılacaktır.

Mirasçılardan birinin çok fazla borcu varsa ve ödemeden aciz durumdaysa diğer mirasçılara maddi anlamda zarar vermemek için mirası reddedebilir. Genelde borç içindeki mirasçılar; miras bırakandan kalan terekeye borçluların başvurmaması ve haciz uygulamaması için reddi miras yoluna başvururlar.

Bu durum muvazaalı bir işlem gibi gözükse de hukuken bir engel yoktur ve borç içindeki mirasçı mirası reddetme hakkına sahiptir. Ancak böyle bir durumda borçlu mirasçının alacakları miras reddinin iptali için dava açmak yolunu gidebilir ve alacaklarını terekeye yöneltme talebinde bulunabilir.

Mirasın reddedilmesi aynı zamanda miras bırakan kişinin borçları veya yükümlülükleri için bir çözüm de sağlayabilir. Örneğin, miras bırakan kişinin mal varlığına çok sayıda borç varsa ve miras kabul edildiğinde bu borçlar reddedilen kişiyi zor durumda bırakacaksa, mirasın reddedilmesi reddedilen kişinin borç yükünden kurtulmasına yardımcı olabilir.

miras reddinin iptali davası

MİRAS REDDİNİN İPTALİ DAVASI NEDİR?

Mirasçı aşırı borçlu olduğunda, mirası bilinçli bir şekilde reddetmek suretiyle, miras alacaklılarının değil diğer mirasçıların yararlanmasını amaçlayabilir. Mirasın kötüniyetli reddi, bir mirasçının sadece kendi alacaklılarını zarara uğratmak amacıyla mirası reddetmesi durumunu ifade eder. Bu, bir mirasçının malvarlığının aktifi, pasiflerini (borçlarını) karşılamaya yetmediğinde ve sadece kendi alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddettiğinde gerçekleşir. Mirasın kötüniyetli reddi, farklı amaçlarla da gerçekleştirilebilecek bir eylem olmakla birlikte, genellikle mirasçının kendi borçlarını ödemekten kaçınmak suretiyle malvarlığını koruma amacını taşır.

Bu durumu engellemek için kanun koyucu Türk Medeni Kanun 617. Madde ile alacaklıların miras reddinin iptali davası ile iptali isteyebileceklerini düzenlemiştir. Alacaklılar eğer kendilerine yeterli bir teminat verilmemişse red tarihinden başlayarak 6 ay içinde mira reddinin iptali davası açabilirler. Ancak bu davanın açılabilmesi için borcun mirasın reddedildiği anda mevcut olması gerekir.

Mirasın reddinin iptali davasına bakmaya görevli ve yetkili mahkeme konusunda asliye hukuk mahkemesi bu davada görevlidir. Yetkili mahkeme ise miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir.

Türk Medeni Kanunu’nun 617. maddesine göre, mahkemece miras reddinin iptaline karar verildiğinde, miras yani miras bırakanın terekesi resmi tasfiyeye tabi olur. Bu süreçte, mirastan reddeden mirasçının hakkına düşen bir pay varsa, öncelikle itiraz eden alacaklıların alacakları ödenir. Ancak mirasçının payı, bu alacaklıların tüm alacaklarını karşılayacak kadar yeterli değilse, pay, alacaklıların alacak oranlarına göre garameten paylaştırılır.

Miras reddinin iptali davasını açan alacaklıların alacakları ödendikten sonra miras payından geriye bir şey kalırsa, davayı açmayan diğer alacaklıların alacakları ödenir. Eğer bu aşamada hala arta kalan bir değer varsa ve reddin geçerli olduğu kabul edilmişse, bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir.

MİRAS REDDİNDE AVUKAT DESTEĞİ ALMANIN ÖNEMİ

Mirasın reddi, genellikle belirli yasal prosedürlerin takip edilmesi gereken karmaşık bir süreçtir. Bu nedenle, bir avukatın rolü miras reddi işleminde oldukça önemlidir.

Mirasın reddi farklı durumlarda farklı sonuçlar doğurabilecek bir işlemdir. Bu sebeple öncelikle reddi miras yapmadan önce alacak-borç hesabı iyi belirlenmeli; reddi mirasın amacına göre reddi miras süresinde ve kanuna uygun bir şekilde yetkili ve görevli mahkemede açılmalıdır. Aksi takdirde usulen yanlış açılan bir miras reddi davasının mahkeme tarafından reddedilmesi halinde miras reddi için kanun tarafından belirlenen süre kaçmış olacak ve mirasçı istemeden tüm miras bırakanın tüm borçlarından sorumlu duruma gelecektir.

Bir miras avukatı, reddi miras işleminin yasal gereksinimlerini anlamak, işlemin tamamlanması için gerekli belgeleri hazırlamak ve yasal sorunların çözülmesinde yardımcı olmak gibi konularda yardımcı olabilir. Ayrıca, bir avukat, mirasın reddedilmesi sırasında çıkan yasal sorunları ele alabilir ve çözüme kavuşturabilir.

Ayrıca, bir avukat, miras reddinin sonuçları konusunda müvekkiline tavsiyelerde bulunarak, müvekkilinin en iyi çıkarları doğrultusunda hareket etmesine yardımcı olabilir. Özellikle, miras reddiyle ilgili yasal sonuçları tam olarak anlamadan bir karar vermek, mirasçıların ileriye dönük maddi kayıplara uğramasına neden olabilir.

Diğer makalelerimizi buradan inceleyebilir ve hukuki destek talepleriniz için info@cbhukuk.com üzerinden iletişime geçebilirsiniz.

YASAL UYARI: Web sitemizde yer alan makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Orbay Çokgör’e aittir ve tüm makaleler elektronik imzalı zaman damgalı olarak hak sahipliğinin tescil edilmesi amacıyla yayınlanmaktadır. Sitemizdeki makalelerin, kaynak link vermeden kopyalanarak veya özetlenerek başka web sitelerinde yayınlanması durumunda, hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.

Önceki yazı
İş Sözleşmesi Türleri ve İş Sözleşmesinin Sona Ermesi
Sonraki yazı
Fazla Mesai Ücreti ve Fazla Mesai Kavramı
keyboard_arrow_up